HOCALI SOYKIRIMI

2007-02-26

Sayın Davetliler, Aziz türkocaklılar ve basınmızın değerli temsilcileri

Hocalı soykarımını 15 yıl dönümü dolasıyla Azerbaycan Kültür derneği ile birlikte düzenlediğimiz panele hoş geldiniz diyor
Hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum

26 Şubat 1992 günü Türk dünyası ve Azerbaycan için en acılı günlerden biri olmanın yanı sıra aynı zamanda insanlık tarihi için de kelimenin tam anlamıyla kara ve kızıl bir sayfadır.

Türk Milletini "Sözde Ermeni Soykırımı" yapmakla suçlayanlar asıl Ermeni'lerin dün Anadolu'da, bugün Azerbaycan'da yaptıklarına bakmaları gerekmektedir.

1992 senesinin 25 Şubatını 26 Şubata bağlayan gecesi, ağır silahlarla donatılmış Ermenistan silahlı kuvvetleri ile Hankendi'nde konuşlanmış bulunan Albay Zarvigarov komutasındaki 366'ncı Rus Motorize Alayı, Hocalı 'ya saldırarak tarihin en vahşi katliamlarından birini yaptılar.
Stratejik bir konuma sahip olan Hocalı 'yı, Ermeni'ler 10 Eylül 1991 tarihinden 25 Şubat 1992 tarihine kadar geçen 5 aylık süre içinde kuşatma altında bulundurdular.

25 Şubat gecesi Rus Motorize Alayının tanklarından açılan top ve roket saldırıları ile bölgedeki tek havaalanı olan Hocalı havaalanı kullanılamaz hale getirilerek kentin dışarısı ile ilişkisi tamamen kesildi.

Şehri savunan askerlerin kahramanca şehit olmasından sonra Hocalı 'nın işgali sonucu sivil, eli silahsız, Azerbaycan Türkleri çocuk, kadın, ihtiyar ve genç ayrımı yapılmadan Ermeniler tarafından katledilmiştir. Resmi verilere göre, o gece 613 kişi hunharca katledilmiş; bunlardan 83 çocuk, 106 bayan acımasız yöntemlerle işkence yapılarak öldürülmüştür. Ayrıca, 487 kişi ağır yaralanmış ve 1275 kişi ise rehin alınmış, geri kalan nüfus da bin bir zorlukla canını kurtarmıştır. 26 çocuk tamamen ve 130 çocuk ise kısmen öksüz kalmıştır. Ermeniler şehitleri acımasızlıkla, gözlerini oyarak, kafataslarının derisini soyarak ve vücutlarının farklı organlarını keserek öldürmüştür. Küçücük çocukların gözleri oyulmuş, hamile kadınların karınları yırtılmış ve Türk olmaktan başka bir suçu olmayan insanlar diri diri toprağa gömülmüştür. Hattâ şehitlerin bir çoğunun cesetleri yakılmıştır.

Burada dünya kamuoyuna seslenmek istiyoruz. 85 yıl öncesinin olaylarıyla ilgilenme cesaretini gösterenler, Ermeni'lerin çok yakın geçmişimizde Karabağ'da yaptıkları vahşetleri niye görmüyorlar? Soykırım deniliyor. Ya Ermeni'lerin 1992 yılında Hocalı 'da yaptığı vahşete ne ad verilmeli?Bu vahşet soykırım değil mi?

Bu katliam, Ermeni'lerin Türklere karşı yaptıkları ilk katliam değildir. 1905, 1918 ve 1920 yılları arasında Azerbaycan'ın Baku, Şamahı, Guba, Karabağ bölgelerinde yine Rus askerlerinin desteği ile büyük katliamlar yaparak binlerce Türkün katline sebep oldular.

1918 yılının 31 mart günü de 30.000 Azerbaycan Türk’ünü katletmişlerdi Ermeniler… Bu olaylar üzerine Osmanlı Ordusu bölgeye girip Azerbaycanlı kardeşlerimizi imdadına yetişmişti ve onları kurtarmıştı.

Tekâlif-i milliye kanunu ile yeni bir ordu kuran ve istiklal Harbini yedi düvele karşı kazanan, doğru dürüst donanımı bile olmayan bir zamanda yalnızca yüreğine ve Türk Milletinin asaletine güvenerek Hatay’ı almayı düşünen ve gerçekleştiren en zayıf anında bile kendi soydaşlarını kurtarmayı başaran bir dış politika anlayışından, pısırık ve kişiliksiz bir dış politikaya geçmemiz 50 yıl bile sürmemiş anlaşılan. İşte, tüm bu korkunç katliama karşı sadece nota vermekle yetinen Türk dış politikasızlığı…


Yakın tarihimizde Ermeni terör örgütü ASALA'nın 42 Türk diplomatını katletmesine, Türkleri soykırım yapmakla suçlayanlar neden sessiz kaldılar? insan hakları savunucuları bu olayları görmüyor mu?
Ya Ermenistan'ın Azerbaycan'ın 25% topraklarının işgalini niye kimse görmek istemiyor?

Sözde Ermeni soykırımı masalıyla Türk üniversitelerinde konferansların düzenlendiği bugünlerde, tamamı kayıtlara geçirilmiş, tanıkları olan, fotoğrafları olan bir katliam için ise sözbirliği etmişçesine sözde aydın cephesinden hiçbir ses-seda çıkmamaktadır. Orhan Pamuk tip aydın cephesinden de ancak bu beklenirdi!.. Katledilen Türk olunca üç maymunları oynayan bu zihniyet sahiplerinin utanmazlığını ibretle, kamuoyunun sağduyusuna havale ediyoruz.

Bu katliamlarla ilgili olarak ne yazık ki yetkili makamlardan da gür bir ses duyamıyoruz. En büyük kozumuzu, elimizdeki kartımızı doğru dürüst oynayamıyoruz. 1992 yılında binlerce Türk hunharca katledilrken sesini doğru dürüst çıkaramayan Türkiye, bugün ırak’ta Kürtler Türkmenleri katlederken yine sesini çıkarmıyor. Tüm kırmızı çizgileri çiğnenen, ruhsuz bir dış politika ile daha çok Türk’ün katledildiğine tanık olacağız ne yazık ki!...

Ermeniler bu insanları Azerbaycanlı oldukları için değil, Türk oldukları için katlettiler. Bakalım AB peşinde koşarken Batıya her türlü ödünü veren politikacılarımız, sırf Türk olduğumuz için bizi AB’ye almayacaklarını ne zaman anlayacaklar?!.. Ermenilerin bu vahşetleri tek başlarına yapmaya cesaret edemeyeceğini, arkalarında mutlaka Batının olduğunu bir türlü anlayamayanların basiretleri -eğer varsa- acaba ne zaman açılacak!...

Ne hazindirki iktidar sorumluları, ilim ve fikir adamları, yazar ve aydınlarımız, Avrupalıların Türkiye üzerinde dün planlamış oldukları ve bu günde uygulamaya koydukları tuzakların farkına varamıyor hatta onların hazırladıkları böl parçala yut programlarının birer zavalı uygulayıcıları oluyorlar.

Buradan bir konuya daha açıklık getirmek istiyoruz. Bazı basın kuruluşlarında ve kamuoyunda son zamanlarda Ermenistan'a ilişkin olumlu açıklamalar yapılmakta ve "Sözde Ermeni Soykırımı" iddialarının arkasında Ermenistan'ın olmadığı söylenmektedir.
Türkiye'yi 'Sözde Ermeni Soykırımı iddiaları ile köşeye sıkıştırmak isteyen ülkelerle karşılıklı çıkar ilişkisi içinde olan Ermenistan, dış politika hedefinin 'Sözde Ermeni Soykırımı' iddialarını Türk Devletine kabul ettirmek olarak belirlemiştir. Ermenistan'daki okul duvarlarında asılan haritalarda ülkemizin 12 ili de yer almaktadır. Ermenistan'ın bayrağında Türkiye hudutları içindeki Ağrı Dağının resmi de vardır, Ermenistan Milli Marşında "topraklarımız işgal altında, bu toprakları azat etmek için ölün öldürün" denmektedir. Yani Ermeni sorunu aslında, sadece kardeş Azerbaycan’ın meselesi değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin de meselesidir.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Ermenistan politikasına ilişkin vereceği her kararın kardeş ve dost Azerbaycan'a hiçbir şekilde zarar vermeyecek, incitmeyecek ve rencide etmeyecek ve top yekun Türk miletine yarar sağlayacak düzeyde kararlar olmasını ummaktayız.

Bu katliamda şehit olan soydaşlarımıza Yüce Mevladan rahmet diliyor, kardeşlerimizin bir gün Karabağ'da, kendi topraklarında özgürce hür yaşabilmesini umut ediyoruz.

Panel

Panelde çekilen fotograflar