Ankara Şubesi Gençlik Kolları, Ölümünün Birinci Yılında Bahtiyar Vahapzade'yi Anarak, Karabağ Meselesi'ni (Hocalı Katliamı) Gündeme Getirdi

2010-03-01

Kafkasya Önemli Bir Coğrafya, Türkiye O Coğrafyada Türkistan’a ve Kafkasya’ya Ulaşmak İçin Mutlaka Yer Almalıdır.

Türkiye’nin 2009 yılının nisan ayında Ermenistan’la imzaladığı iyi niyet anlaşması ve devamında imzalanan protokolün artık bir işe yaramayacağını belirten Oktay, Türkiye’nin, hem Nabucco Projesi’nin hayata geçirilmesi hem de Azerbaycan üzerinden Türkistan’a ulaşması için mutlaka Kafkasya’da yer almasının önemine vurgu yaptı. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Karabağ meselesi ile Türkiye ile Ermenistan arasındaki sözde soykırım ve diğer siyasi meselelerin birbirinden farklı değerlendirilmesi gerekir diyen Oktay, bu dönemde bölgede, Amerika ile Rusya arasında da bu problemler üzerinden çok büyük bir rekabetin varlığına dikkat çekti. Diğer taraftan, Nabucco Projesi’nin hayata geçirilmesi ile doğal gaz ve petrol konusunda, Rusya’nın baskısından kurtulmak isteyen Avrupa Birliği, bu hattın, ileride Rusya’nın saldırısına maruz kalma ihtimali bulunan Gürcistan yerine, Ermenistan’dan geçirilmesini istemektedir. Bu yönüyle de Türkiye ile Ermenistan arsındaki ilişkilerin gelişmesini Avrupa da desteklemektedir. Burada dikkati çeken başka bir husus da Rusya’nın, Kafkasya’daki savaş sonrası orada tekrar gücünü hissettirmesidir. Asıl hedefi, Nabucco Projesi’nin hayata geçirilmesini engellemek olan Rusya, diğer taraftan Bolşevik dönemde Rusya’ya bağlı olan, ancak şu anda ABD’nin güdümünde olan Ermenistan ve daha kuzeydeki Gürcistan ile ilişkileri de geliştirmeye çalışmaktadır. Rusya ayrıca, Ukrayna’da Rus yanlısı bir yönetimin iş başına geçirilmesi için çok çalışmış ve bunda başarılı olmuştur. Aynı Rusya, geçtiğimiz yıl nisan ayında Azerbaycan’ı da Türkiye’ye karşı kışkırtmaya çalışmıştır. Bunda da büyük oranda başarılı olmuştur. Ayrıca, Türkiye’nin ekonomik anlamda çok büyük gelir sağlayacağı Nabucco Projesi’ni de engellemiştir.
Karabağ meselesinin arka planında Rus politikacılarının, askerlerinin ve gizli servislerinin bulunduğuna dikkat çeken konuşmacımız; bu meselenin temelinin çarlık dönemine dayandığını belirtmiştir. Yrd. Doç. Dr. Hasan Oktay’a göre, Rusya 1801 yılında Orta Asya’yı ele geçirmek için, Azerbaycan ve İran sınırını işgal ederek Türkiye’nin Orta Asya ile bağını koparmaya çalışmıştır. Aynı politika 1917 Bolşevik döneminde, hem Lenin hem de Stalin döneminde devam etmiştir. Stalin döneminde Nahcivan Özerk Bölgesindeki sınır da kaldırılmıştır. Daha sonra Atatürk döneminde, Nahcivan bölgesindeki topraklar satın alınmak suretiyle bugünkü 11 km’lik sınır oluşmuştur.      

Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır kapılarının açılması konusuna da değinen konuşmacımız, aslında Ermnistan’la imzalanan protokolde Ermenilerin işgal ettikleri Karabağ topraklarından çekilmesi şartının olmadığını belirtmiştir. Ermenistan’la sınır kapılarının açılmasının aslında ekonomik anlamda Türkiye’ye çok fazla bir getirisinin olmayacağını belirten Oktay, bu konunun politik anlamda çok büyük öneminin olduğuna vurgu yapmıştır. Uzun vadede, Ermenistan’da bir dönüştürme çalışması yapılarak, Ermenistan’ın Türkiye açısından kazanılabileceğine de değinen konuşmacımız, bu konuda yeterli kulis faaliyetlerinin olmadığını belirtmiştir. Mevcut durumdan, Ermenistan’da yaşayan 2–3 milyon Ermeni vatandaşının da rahatsız olduğunu belirten Oktay, insanların orada büyük bir sefalet içinde olduklarını vurgulamıştır. Diğer taraftan bu meselenin, Amerika ve Rusya gibi iki küresel gücün bölgedeki çekişmesine de alet olduğunu belirtmiştir.
Konuşmasının sonunda Oktay, Kafkasya’nın önemli bir coğrafya olduğunu, Türkiye’nin bu bölgede gelecekte ekonomik ve siyasi kaygılarını da dikkate alarak, mutlaka rol almasını istemiştir. Diğer taraftan, Azerbaycan ile de ilişkilerinin normalleşmesi gerektiğini vurgulayarak, Kafkasya’daki problemlerin çözümünde, Karabağ meselesinde ve Türk Ermeni problemlerinin çözülmesinde Azerbaycan’la birlikte hareket etmenin çok önemli olduğunu vurgulamıştır.
Ocaklı gençlerimizin büyük bir dikkatle dinledikleri konferans, konuyla ilgili soruların cevaplandırılması ile sona ermiştir.