Ankara Şubesi Gençlik Kollarının cumartesi seminerlerinin bu haftaki konuğu Prof. Dr. Ümit ÖZDAÐ'idi

2011-01-10

“Türk Kimliği” konusunun ele alındığı konferansta konuşmasına, Fransa, Almanya, İngiltere gibi ülkelerin anayasalarındaki kimlik tanımlamalarından örnekler vererek başlayan ÖZDAÐ, “Türk Kimliği”nin Cumhuriyetin 100. yılına yaklaşırken tartışılmaması gerektiğini belirterek, dünya üzerinde millete dayanmayan bir anayasanın olmadığını ve Türk kimliğinin anayasadan çıkarılmasının egemenliğin devri olduğunu vurguladı. ÖZDAÐ ayrıca, Türk Kimliği’ne yönelik suikastların neler olduğunu, Türk gençlerinin çok iyi anlamalarının gerekliliğini vurguladı.

Türk milletinin bu topraklardaki egemenliğinin Malazgirt’le başladığını, 30 Ağustos ile teyit edildiğini söyleyen ÖZDAÐ, bir milletin, toprağı güç kullanarak kendi coğrafyası hâline getireceğini, egemenlik orduyla, kanla, süngüyle elde edildiğini ve bunun bütün dünya milletleri için de geçerli bir durum olduğunu belirtti. Anayasadan Türk kavramı çıkarıldığında, Türk milletinin hukuki ve siyasi varlığının sona ereceğini belirten konuşmacımız, “Nasıl ki Fransa milleti değil de Fransız milleti varsa, Almanya milleti yerine Alman milleti varsa, Türkiye milleti diye de bir şey yoktur, bunu dile getirmek akla aykırıdır, Türk milleti vardır.” dedi.

Üniter-millî devletlerin çok daha dayanıklı olduğunu belirten ÖZDAÐ, demokrasinin millî birlik ile başladığını, millî birlik yoksa demokratikleşme söylemleri yalandan ibaret oldunuğunu belirtti. Devletin birleştirici kimliğe sahip olması gerektiğini vurgulayan konuşmacımız, “Bugün tasfiye edilmek istenen, 1071’den bu yana süregelen Türk egemenliğidir. 30 Ağustos’ta savaşan Türk Ordusudur, bayrak Türk Bayrağı’dır ve dolayısıyla kurulan devlet Türk Devleti’dir.” dedi.

Bugün ülkemizde maalesef, yüzde 94’lük bir çoğunluğun, yüzde 6’lık bir kesim tarafından esir edilmek istendiğini vurgulayan ÖZDAÐ, “Güneydoğu’da Türk kimliği varlığını sürdürüyor, sessiz bir çoğunluk baskı altında ancak baskı altında olduklarının farkında değiller.” dedi. Bu konudaki düşüncelerini, bölgeye yaptığı ziyaretlerdeki izlenimleriyle örneklendiren konuşmacımız, “Bu zor dönemde gençlere çok büyük görev düştüğünü belirterek, Türk milliyetçisi aydın gençlik doğruyu anlamalı, ellerindeki her vasıtayı kullanarak, her gün bir kişiye gerçekleri anlatmalıdır.” dedi.

Bilinçli olarak aklı çelinen halk, tıpkı Mustafa Kemal’in yaptığı gibi, devletinden vazgeçmemeye ikna edilmelidir diyen ÖZDAÐ, “Haziran ayındaki genel seçimleri büyük bir dönüm noktası olarak gördüğünü ifade ederek, Anayasanın ilk 3 maddesinin, Türk milletinin yanında olan siyasi güçlerin yanında yer alınmalı, yapıcı eleştiriler ile mücadeleye katkıda bulunulmalıdır.” dedi.

Konuşmasının sonunda, “Galip geleceğimizi bildiğimiz bu zor mücadelede, insanlara nasıl bir tehditle karşı karşıya oldukları anlatılmalıdır.” diyen ÖZDAÐ, “Türk Gençleri çok okumalıdır; çünkü onlar okumaya başladıkça, mücadele azmi ve kararlılığı kazanırlar. Tarih her zaman Türk milliyetçilerini haklı çıkarmıştır, bu sefer de çıkaracaktır.”dedi. Programın son bölümünde, gençlerimizin konuyla ilgili sorularını büyük bir sabırla ve içtenlikle cevaplamıştır.