Ankara Şubesi Gençlik Kolları Cumartesi Seminerleri başladı

2011-10-09

Türk Ocaklarının hangi şartlar altında kurulduğunu anlatarak söze başlayan Orhan Kavuncu, Türk Ocaklarının kuruluşunda büyük emeği geçen ve Türk Milletine bilgi ve akıllarıyla hizmet etmek üzere yetişen dönemin münevver gençliğinin, yedeksubay harbi olarak bilinen  Çanakkale’de ve Sakarya'da müllete borçlarını canlarıyla kanlarıyla ödediğini, birçok Türk Ocaklı gencin şehit düştüğünü belirtti.

Türk Ocaklarının Türk milletinin heyecan kaynağı olduğunu ifade ederek, milliyetçi bir gencin milli kültürün unsurlarını iyi bilmesi ve özümsemesi gerektiğini söyledi. İslâm dininin bizi biz yapan manevi değerler bütünü olduğunu ifade eden Kavuncu, dinin insan hayatındaki önemine ve rolüne değinerek, dinde asıl gayenin Allah rızasını kazanmak olduğunun altını çizdi. Dinin bir siyasî ideoloji olmadığını söyleyen Orhan Kavuncu, dinî eserlerde belli bir yönetim şeklinin yer almadığını sözlerine ekledi. Gençlere "İslâm’ın temiz kaynaklarından beslenin ama dini referans aldığını iddia eden siyasî ideolojilere itibar etmeyi"n diyen Kavuncu Hoca Ahmed Yesevî ve Yûnus Emre’nin Türk milletinin İslâmlaşmasında büyük emeği olduğunu belirtti. Dilimiz, musikimiz gibi millî kültür unsurlarının da öneminden bahsederek her Türk gencinin Türk musikiyle ilgilenmesini ve bir lügat edinmesini tavsiye etti.

Türk Ocaklarının yayın organı olan Türk Yurdu Dergisinin dönem dönem yayın hayatına ara verdiğini lâkin son 24 yıldır kesintisiz devam ettiğini söyleyerek bunun önemli bir başarı olduğunu ifade etti.

Türk gençliğinin zihni ve manevi dünyasını besleyen iki heyecan kaynağı olduğunu, bunlardan birincisinin Sultan Alp Arslan’ın da ifade ettiği gibi “bid’at nedir bilmeyen Müslüman” olma şuuruyla Allah'a yakın olam arzusu, ikincisinin ise Türklüğe aşkla, şevkle, bilgi ve akılla hizmet etmek olduğunu söyledi.

Türk dünyasından gelenleri sevgiyle kucaklayın diyen Kavuncu, 21. asrın Türk asrı olacağını, 200 milyonluk Türk âleminin yeryüzünde barışı tesis edeceğini ifade eden Kavuncu, ‘küresel adalet’in ancak Türk milleti tarafından gerçekleştirilebileceğinin altını çizdi. Batılı kültürlerin zihnî muhtevasının yeryüzünde adaleti tesis etmeye müsait olmadığını, çünkü başkalarını adam saymadığını belirten Kavuncu, Türk milletini diğer toplumlardan ayıran özelliğin, başka inanç ve kültürlerin varlığını anlayışla karşılamak, kendinden olmayanları Yüce Allah’ın bir emaneti saymak olduğunuı ifade etti. "Ana dili Kürtçe olan arkadaşlarınıza da bunları anlattığınız zaman PKK ve yandaşı bölücü cereyanlaraın peşine gitmeyecek, 200 milyonluk büyük bir gücün mensubu olamayı tercih edeceklerdir" dedi ve onları da Türk Dünyasından gelen öğrencilerden ayrı görmeyerek sevgi ve saygı ile yaklaşılması gerektiğini belirtti.

Gençlere altın tavsiyeler veren Kavuncu, şahsiyetlerini muhafaza etmelerini, aldıkları kararları içselleştirerek almalarını ve 20’li yaşlarda hayata ve insanlara nasıl safiyane bakıyorlarsa 50’li, 60’lı yaşlarda da, yaşayacakları birçok acı tecrübeye rağmen, bu bakış açılarını korumalarını söyledi.

Konferansın sonunda Türk dünyasına yapmış olduğu seyahatlerdeki anılarını paylaşan Kavuncu, gençlerin sorularını cevaplandırarak konuşmasını sonlardırdı.