Ankara Şubesinin Cumartesi Konferansına bu hafta Sadi Somuncuoğlu konuk oldu

2011-12-05

''Egemenlik'' kavramının tanımını yaparak konuya giriş yapan Sadi Bey, Anayasanın niçin var olduğunu iyi kavrayabilmemiz için konuyu '' egemenlik- devletleşme ve millet'' üçlemesi çerçevesinde anlatmışlardır. Milletlerin 'egemen olma' isteğinin kendini 'bağımsızlık' olarak göstereceğini belirten Sadi Bey, bu milli egemenlik yapısının tesis edilmesinin ise 'devletleşme' olarak son bulacağını belirtmişlerdir. Bu husustaki şu tanımlaması büyük önem arz etmektedir: '' Milletler egemen olmak zorundadır, millet kendi dili, dini ile birlikte kültürel değerlerini koruyabilmek için 'devletleşme' ihtiyacı hisseder.'' Bu ifadesi ile Sadi Bey giriş kısmını tamamlamıştır.

Sadi Bey konu içeriğini tarihsel planda geçmişe götürerek milletimiz nezdinde egemenliğin kaynağını 'Kut' inancının oluşturduğunu belirtmişlerdir. Kurulan otoriteyi meşrulaştırmak olarak özetlenebilecek bu hususun İslamiyet ile tanışılması sonrasında bir inanç halini aldığına da dikkat çekmişlerdir. İşte bu meşruiyet kaynağının günümüzde 'anayasa' olarak kendini göstermektedir. Anayasa ile tanışması 1876 yılına kadar uzanan milletimizin, meclisinde farklı milletlerin temsil edilmesine olanak sağlamakla birlikte 'milli egemenliğini' sağlamak hususunda çok hassas davrandığını ve milli egemenliğin başlıca unsurlarından olan ''dil'' hususunda kırmızı çizgiler çizdiğini belirtmiştir. Konuşmalarını sık sık tarihten örnekler vererek zenginleştiren Sadi Bey, Osmanlı meclisinde milletvekili olabilme şartının ve devlet kademelerinde memur olabilmenin ''Türkçe bilmekten'' geçtiğini ifade ederek dilin, milleti millet yapan değerlerin başında gelmesi açısından milli egemenliğin kendini bulacağı anayasalarda da mutlaka bulunacağı hususunun altını önemle çizmişlerdir.

Yeni kurulan Türk Devletinde egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine verilmesi noktasında Atatürk'e karşı iyiniyetten yoksun eleştiri geliştirenlere karşı Sadi Bey, bunun bizzat Atatürk ile getirildiğini söylenmenin yanlış olacağını, egemenliğin zaten Osmanlı'da da Türk milletinde olduğunu belirterek tarihten örnekler ile konuyu genişletmişlerdir.

Konuşmalarının sonlarına doğru konuyu gündemde olup bitenler ile bağdaştıran Sadi Bey, anayasa üzerindeki tartışmaların "Türk" kavramı üzerinde yoğunlaştığını, millet-i hakime konumundaki Türkler'in, farklı etnik gruplarla egemenliğini paylaşması yolunda hesapların yapıldığına değinmişlerdir. Sadi Bey bilhassa kültürel manada bu topraklardaki kaynaşmanın başka yerlerde görülmediği vurgusunu yaparak Türk milleti olarak güçlü olduğumuzu belirtmişler ve duaları ile konferansı sonlandırmışlardır. Akabindeki soru-cevap bölümü ile ocaklı gençler konuya katkıda bulunmuşlardır. Sadi Bey ocağımızdan ayrılırken duyduğu mutluluğu dile getirmiştir.

Katılan tüm arkadaşlara teşekkürlerimizi sunuyoruz.