Türk Ocakları Ankara Şubesi Gençlik Kolları Cumartesi Konferansı

2011-12-19

Türk Ocakları Ankara Şubesi Gençlik Kolları Başkanı Yusuf Emre Koç'un takdiminin ardından kürsüye gelen Dr. Abdülkadir Sezgin, konuşmasına başlamadan önce Alevi sanatçı Nilüfer Sarıtaş’ın okuduğu Tevhid’i dinletti.

HANGİ İSLAM?

Günümüzün en önemli sorusu Hangi İslam? Diyerek söze başlayan Dr. Abdülkadir Sezgin şunları söyledi: “ Şimdi size sıralayacağım şu İslamlardan hangisi gerçek İslam’ı temsil etmektedir. Önce buna bir karar vermemiz gerekir. Kur’an İslamı, Geleneksel İslam, Kültürel İslam, Folk İslam, Ilımlı İslam, Kalvanist İslam, Protestan İslam, Ortodoks İslam ve Heteredoks İslamı mı? İslam denildiğinde neyi anlamış ve neyi anlatmış oluyoruz? İslam anlayışımızda Tasavvuf var mı, yok mu? Sorularının cevaplarını net olarak ortaya koymalıyız. Biz daha henüz İslam konusunda İslam alimleri ortak bir anlayış ve görüş birliğine varamamışken Aleviliği, İslam dışı mı, ayrı bir din mi yoksa İslam’ın özü mü olduğunu tartışmaktayız.”

ALEVİ OLMADAN MÜSLÜMAN OLUNMAZ

Diyanet İşleri Emekli Baş Müfettişi Dr. Abdülkadir Sezgin Alevilik konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasında, “Alevi olmadan Müslüman olunmaz. Ben bir Aleviyim ve Müslüman Türk’üm. Bugün günümüzde Alevileri İslam karşıtı olarak takdim etmek isteyenler bulunmaktadır. Bunun için Avrupa’da, ABD’de ve Rusya’da Alevilikle ilgili 260 Enstitü ve araştırma merkezi kurulmuştur. Bunlar Aleviliği İslam’dan kopararak, Protestanlaştırarak, İslam dışı yapma gayretleri içindeler. Buna karşın ülkemizde sadece, Ankara’da Gazi Üniversitesi bünyesinde, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi adıyla küçük bir araştırma merkezi bulunmaktadır. Son zamanlarda Diyanet bünyesinde küçük de olsa Alevilerle ilgili güzel çalışmalar başlatılmıştır. Ancak bunlar yeterli değildir. Sayın Bardakoğlu bu konuda gerekli hassasiyeti göstermektedir. Bu çalışmaların derinleştirilebilmesi için toplum olarak birbirimize hoşgörüyle bakmalı ve Aleviliğin ne olduğunu iyi bilmeliyiz” dedi.

ALEVİLER NEYE İNANIR?

Dr. Abdülkadir Sezgin konuşmasına şöyle devam etti :”Burada sorulması gereken en önemli soru şu olmalıdır: Aleviler neye inanır? Bir de Alevilerle Alevicileri ayırmak gerekir. Alevicilere göre Aleviliğin kökenleri Hermes’ten, Zerdüş’ten, Brahman’dan, Buda’dan, musa’dan, İsa’dan, Bogomiller’den, Çaşarlar’dan, Kabala’dan, Eflatun’dan, Fisagor’dan, Masonluk’tan velhasıl tüm ezoterik geleneklerden izler taşıyor. Bunu derken de onların hepsi Ali idi ve farklı zamanlarda farklı isimlerde görünmüş diyorlar. Avrupalının tam istediği budur. Yoksa İslam’dan çıkmadan insanları Hıristiyanlığa nasıl sokacaklar? İşte bize Alevicilerin dayatıldığı Alevilik anlatılmakta, topluma kabul edilmektedir. Aleviliğin özü hiç anlatılmamaktadır. ”

ELİNE, BELİNE, DİLİNE SAHİP OL

Alevilerin özbeöz Türk soyundan geldiklerini ve Müslüman Türk Milletini temsil ettiğini ifade eden Dr. Abdülkadir Sezgin, Eline, beline, diline sahip ol sözünün Alevilerde çok yaygın bir anlayış olduğunu ve bunun manasının “ Eline sahip olmak ilini yani devletine sahip olmaktır. Beline sahip olmak soyuna sahip olmaktır. Soyunun bozulmamasını Türk soyunun devam etmesini temsil eder. Diline sahip olmak da, Türk dilinin korunması ve yaşatılmasını anlatmaktadır” dedi.

ALEVİLİKLE İLGİLİ SÜNNİ KESİMDEKİ SORULAR

Alevilikle ilgili sünni kesimde sıkça sorulan sorular üzerinde duran Dr. Abdülkadir Sezgin bu soruları şu şekilde sıraladı: Alevilik Nedir?, Aleviler Müslüman mı?, Aleviler Kur’an’a inanıyor mu?, Aleviler Namaz kılıyor mu?, Alevinin Kestiği Yenir mi?, Alevi ile Evlenilir mi?, Alevinin Namazı Kılınır mı?, “Mum Söndü” nedir?,
Cemevi Neyin nesi?, Cem Ayini İbadet mi?, Aleviler Neye İnanır? Bütün bu soruların cevabına Alevi Ozan ve Şairlerinin sunduğu şiirlerle cevap veren Dr. Abdülkadir Sezgin, Aşık Davut Suları’nin şu şiirini okuyarak cevapladı:

BUGÜN BİZE PİR GELDİ

Bugün bize pir geldi
Gülleri teze geldi
Önü sıra kamberi
Ali’yye’l-Murteza geldi
Eyvallah şahım eyvallah
Hak La ilahe İllallah
Adı güzeldir güzel şah
Eyvallah şahım eyvallah
Hak La ilahe İllallah
Ali bizim şahımız
Kâbe kıblegahımız
Miraç’taki Muhammed
O, bizim padışahımız

HACI BEKTAŞ VELİ AHMET YESEVİ KOLUNDAN GELİR

Yusuf Hemedanı (1048- 1140), Ahmet Yesevi (Miladi Xl.yüzyılın ikinci yarısında dünyaya geldi ve Yesi’de 1166 yılında Hakk’a yürüdü), Lokman Perende (Ahmet Yesevi Halifelerinden), Hacı Bektaş Veli (Çelebiler Kolu, Babalar Kolu) Aleviliğin Türklere has bir anlayış olduğunu ve tarihsel gelişimini anlatan Dr. Abdülkadir Sezgin bu konuda da Yunus Emre’den Dört Kapı Kırk makam şiirini okuyarak sunumuna devam etti:

DÖRT KAPI KIRK MAKAM

Bir sualim var sana
Ey dervişler ecesi
Meşayih ne buyurur
Yol haberi nicesi
Evvel kapı Şeriat
Emr ü nehyi bildirir.
Yuya günahlarını
Her bir Kuran hecesi
İkincisi Tarikat
Kulluğa bel bağlaya
Yolu doğru varanı
Yarlıgaya Hoca’sı.
Üçüncüsü Marifet
Can gönül gözün açar
Bak mânâ sarayına
Arşa değin yücesi
Dördüncüsü Hakikat
Ere eksik bakmaya
Bayram ola gündüzü
Kadir ola gecesi
Aşık Yunus bu sözü
Muhal deyu söylemez
Mânâ yüzün gösterir
Ol şairler kocası

ALEVİLERE GÖRE 32 FARZ

Dr. Abdülkadir Sezgin Alevilerin İslam’ın özünü temsil ettiğini ve İslam dışı hiçbir anlayışın Alevilikte bulunmadığını Alevi geleneğinin önemli isimlerinden Kaygusuz Abdal’ın şu şiiriyle anlatmaya çalıştı:

32 FARZ

İslamın şartını sual edersen
İcmalinde şartı beştir efendi
Muradın ger iman öğrenmek ise,
Anın da adedi şeştir efendi
Savm ile salat, zekat ile hac
Malın var ise, Hak yoluna saç
Biri şehadettir, lisanını aç
Bu sana acaib iştir efendi
Peygamberleri sev, anlara inan
İnanmayanlardır ol nare yanan
Melek, kitap, ahret olmaz mı ahsen
Var ise imanın hoştur efendi
Din Muhammed dini, cümleden asıl
Gayri dinleri bilmezem nasıl
Ziyade değildir, üç farzdır gusül
Mazmaza, istinşak, beden yaştır efendi
Biz dört biliriz abdestin farzın
Gel, öğrenmeğe var ise kastın
Dirseklerin mail, yumalı destin
Vech ile ricleyn yaştır efendi
On iki şart vardır salatın
Kılıp ânı menziline iletin
Aynel yakîn var ise bir illetin
Anın da adedi şeştir efendi
Hadesten, necasetten eyle taharet
Ört avret yerini, etme kerahet
İstikbali kıble, vakitle niyet
Bu altı saydığın dıştır efendi
Tekbir al, ellerin başına götür
Kıyam, kıraat, rüku, sücuddur
Kaide-i ahirede, bir miktar otur
Kılarsan ne güzel iştir efendi
Kaygusuz Abdal’ın bildiği böyle
Noksanı var ise, doğrusun söyle.
Su bulunmaz ise, teyemmüm eyle
İki darp, bir niyet; üçtür
Kaygusuz Abdal

Aleviliğin İslamın özü olduğunu anlatan şiir ve türkülerle anlatımını sürdüren Dr. Abdülkadir Sezgin konunun daha iyi anlaşılması için farklı şiir ve türkülerle dinleyenleri bilgilendirdi. Bu konuda söylenen şiir ve türkülerden bazıları şunlardır:

Tevhid
Evvel ol Allah’ın adı söylenir
Cümle ibadetin başıdır tevhid
Pirim Şeyh Safi’den bize kalmıştır
Sofi kardeşlerin kanıdır tevhid
Tevhid ile bitmez işler bitmiştir
Tevhid ile dünya karar tutmuştur
Tevhid ile talip Hakk’a yetmiştir
Dermansız dertlerin dermanı tevhid
Mürebbisiz, musahipsiz, damensiz
İkrarından dönen yanar imansız
Yakın ihlas ile çağır gümansız
Şeyh Safi’nin armağanıdır tevhid
* * *
Şehadet
Gel ey Muhammed ümmeti
Bu devlete saadete
Bu din Muhammed dinidir
Parmak getir şehadete
Ademde Hakk’ı buldular
Ademe secde kıldılar
Azazil secde kılmadı
Dolaştı tavk-ı lanete
* * *
Hz. Peygamber
Övmüş de yaratmış kendi nurunda
Padişah eylemiş ilin üstüne
Cemalini gördüm salavat verdim
Cıgalar sokunmuş serin üstüne
Vallahi Kur'an'dır senin sözlerin
Yasin'i Şeriftir İki gözlerin
İnna Fetehna'lık güzel yüzlerin
Vessaha İnmiştir halin üstüne

Şah Hatayi'm eyder şem'i çırası
Errahman'dır iki kaşın Arası
Besmeleyle okunur Elham suresi
Okudum da geldim ölün üstüne
* * *

BEŞ VAKİT NAMAZ
Türlü günahlarım yere döküldü
Hak için abdestim aldığım zaman
Sağ yanıma iki melek dikildi
Sabah namazını kıldığım zaman
Gökten indirdiler Burağı
Hu deyince, yakın eder ırağı
Dünyada, ahrete yanar çırağı
Öğlen namazını kıldığım zaman
Yerden göğe, saf saf olmuş melekler
El kaldırın kabul olsun dilekler
Bize nazar eyler çarhı felekler
İkindi namazın kıldığım zaman
Kalbi pak olan hak sırrın sezer
Kiramen kaatibeyn hayrını yazar
Firdevs-i âlâda salınıp gezer
Akşam namazını kıldığım zaman
Mümin olan canlar beş vaktin kılar
Onun için dışın nur ile dolar
Muhammed Mustafa şefaat kılar
Yatsı namazını kıldığım zaman
Hatai’yim, Hakk’ı dilinden komaz
Daima ederiz biz Hakk’a niyaz
Yedi “Yasin” ile üç kere “ihlas”
Hak nasip eyleye öldüğüm zaman
Şah İsmail Hatai
* * *
Yine Namaz
Şeriat yolunu Muhammed açtı
Tarikat gülünü Şah Ali seçti
Şu dünyadan nice yüz bin er geçti
Anlar ittifakta, Mehdi yoldadır
Şah Hatai’m eydür sırrını deme
Kılagör namazın kazaya koma
Şu yalan dünyada hiç sağım deme
Tenin teneşirde, sinin saldadır
Şah İsmail Hatai
* * *
YOLUMUZ TARİKAT YOLU
Muhammed dinidir bizim dinimiz
Tarikat altında geçer yolumuz
Hem Cibril-i Emin’dir Rehberimiz.
Biz Mü’miniz, Mürşidimiz Ali’dir.
Pir Sultan Abdal

KİLİSELER KİLİSELER BİRLİÐİ VE YABANCILAR

Alevilik Suniliğin karşıtı değildir. Alevilik İslam içinde bir Türk anlayışı ve kültürüdür. Her Alevi Tekkesinin yanında mutlaka bir mescit veya cami vardır. Ama her caminin yanında mutlaka bir tekke bulunmamaktadır. Cem evlerinde namaz kılınamayacağı için yanıbaşlarında cami veya mescit bulundurulmuştur. Durum böyle iken Avrupalılar, Amerikalılık ve Ruslar sürekli olarak Alevilik konusunu işlemişler ve bunu bir ayrıştırma vasıtası olarak kullanmaya çalışmışlardır diyen Dr. Abdülkadir Sezgin görüşlerini şu şekildi sürdürdü:”
Osmanlı Yönetimi sırasında, ülkemizde açılmış bütün yabancı okullar Alevilik konusu ile yakından ilgilenmişlerdir. Yabancılara göre Osmanlı’nın yumuşak karnı Alevi – Sünni konusudur ve bunun gelişmesi, büyümesi ve kendi emellerine hizmet edebilir hale gelmesi gerekmekteydi.
Günümüzde yurt içinde olduğu gibi Balkanlarda da Hıristiyanlık ve Hıristiyan misyonerliği öncelikli hedef olarak Alevileri seçmiş görünmektedir.
Özellikle Arnavutluk’taki Hemşire Teresa olayı, bu hanımın misyonerliğe hizmeti ve heykelinin Vatikan’a dikilmesi dikkate değer bir olaydır.”

ALEVİLİKTE NAMAZ YOK DİYENLERE

Alevilikte namaz yok diyenlere Alevi şairlerin sözleriyle cevap veren Dr. Abdülkadir Sezgin şu şiiri okuyarak konuşmasına son verdi:

Namaz da bizimdir, niyaz da bizim,
İslamın özüyüz Aleviyiz biz.
Cemlerde okunan duvaz da bizim,
İslamın özüyüz Aleviyiz biz.
Hınzırın sözüne der isek tamam,
O zaman söyleriz, değiliz İslam.
İslam dışı mıydı On iki İmam?
İslamın özüyüz Aleviyiz biz.

Eren evliyalar, hepisi Ali,
Yerlerin göklerin, yapısı Ali,
İlim Muhammed'dir, kapısı Ali,
İslamın özüyüz Aleviyiz biz.
Ehlibeyit bizim başımız tacı,
Onlarla cekeriz hüzün ve acı.
Ehlibeyte uyduk Güruhu Naci,
İslamın özüyüz Aleviyiz biz.
Ehlibeyt ne ise işte biz oyuz,
İslamın özüyüz Aleviyiz biz.

Muhammed İslamdır, Ali de islam,
Onlara verelim yürekten selam.
İşte böyle canlar hasılı kelam,
İslamın özüyüz Aleviyiz biz.

Konuşan Kurandır bizim Ali'miz,
İslamın özüyüz Aleviyiz biz.

Yaklaşık elli kişilik bir öğrenci grubunun ilgiyle dinlediği konferans soru-cevap kısmının ardından sona ermiştir. Değerli konuşmacımız Dr. Abdülkadir Sezgin’e ve katılan bütün öğrenci arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.