Ankara Şubesi “Türk Kültürünü Tanıtma” faaliyeti gerçekleşti

2012-01-01

Saygı duruşu ve İstiklâl Marşının okunmasından sonra Bala Anadolu Lisesi'ni tanıtan Slayt gösterisinden sonra, Okul Müdürü Aytaç Özel açış konuşmasında okul hakkında kısa bilgi verdi.          

  Daha sonra söz alan Şube Başkanı Türkân Hacaloğlu Türk Ocaklarının kuruluş amacı ve faaliyetleri hakkındaki konuşmasında özetle şunları söylemiştir:

“100 yıllık bir sivil toplum kuruluşu olan Türk Ocaklarının kuruluş amacı hakkında kısa bilgi vermek istiyorum. Osmanlı Devletinin son dönemlerinde, çöküş süreci içinde iken, Türk varlığı yok olmama mücadelesi veriyordu, Çünkü Osmanlı Devletini oluşturan çeşitli unsurların, dış güçlerin de etkisiyle yıkıcı faaliyetlerde bulunmaları ve devletin asli kurucusu olan Türkler'in yok sayılması karşısında, 190 tıbbıyeli gencin harekete geçerek zamanın aydınlarının da çabasıyla, Türklük şuurunun artması sonucunda, Türk Ocakları bir kültür deneği olarak 24 Mart 1912 de resmen kurulmuş veTürk tarihinin, Türk dilinin, sanatının bilimsel metodlarla incelenmesi gelişmesi, yaygınlaşması içinde faaliyette bulunmuştur. Millî kültürümüzün genç kuşaklara aktarılmasında öncülük etmiştir. Türk Ocaklarının sanat, eğitim, kültür faaliyetlerine katılan halk, bir çok yeniliği burada görmüş ve yaşamıştır. Meselâ:Ulustaki Ankara Türk Ocağı Salonunda yeni yaşama biçimini sembolize eden kadınla erkeğin bir arada bulunduğu eğlendiği balolar düzenlemiştir. Yeni kurulan Cumhurbaşkanlığı Orkestrası ilk konserini burada vermiştir.   
Türk Ocaklılar, İmparatorluktan millî devlete geçişte Türk halkının birlik ve beraberlik duygularını ön plana çıkarmış, millî mücadele sırasında bütün üyeleriyle birlikte Atatürk'ün yanında yer almış Atatürk inkılâplarına destek olmuşlardır. Millî Devletin oluşması Cumhuriyetin kurulmasında büyük katkıları olan Türk Ocaklarının  Türkiye genelinde şubelerinin açılmasında Atatürk'ün maddi ve manevi katkısı olmuştur. Meselâ Ankara Türk Ocağına 1000 lira yardımda bulunmuştur.           
Ayrıca Adana Türk Ocağında yaptığı bir konuşmasında Türk Ocağına verdiği önemi şu cümlelerle ifade etmiştir. “Bu ocağın ateşi çok pek çok kadimdir. Onu, asırlarca söndürmeye çalışmaktan hâli kalmadılar. Fakat, buna her teşebbüs edenin ocağı söndü, Bu ocağın daim kalması ve ateşinin sönmemesi için siz genç nesillere bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada çok görevler düşüyor. Sevgili gençler benim sizlere tavsiyem tarihinizi iyi okumalısınız ve tarihinize sahip çıkmalısınız. Geçmişini  bilmeyenler geleceğine yön veremez. Bu nedenle Türk Ocağının asıl amacı genç nesilleri geleceğe hazırlamak, onların ülkenin yönetiminde ve kalkınmasında, ülke meselelerine vakıf birer fert olarak yetişmelerini sağlamaktır.
Türk Ocakları Ankara Şubesi olarak  faaliyetlerimizi internet sitemizden takip edbileceğiniz gibi kısaca belirtmek gerekirse, Şube içi faaliyetlerimiz gençlik kollarımız tarafında düzenlenmekte genelde cumartesi günleri şubemizde gençlere yönelik, konusunda uzman kişilerin katıldığı seminerler, konferaslar, isteğe göre çeşitli dallarda kurslar, kitap okuma programları, müzikli sohbetler ypıldığı gibi, geniş katılımlı paneller, belirli günlerde geziler, yemekli toplantılar şubemizin genel faaliyetleri içindedir. Ayrıca başarılı ve ihtiyacı olan öğrencilere burs   temin ediliyor.

Sevgili Gençler, Aziz davetliler,

Vatanımızın ve milletimizin bölünmez bütünlüğü için canlarını  feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle  anarken, sözlerimi Atatürk'ün Gençliğe Hitabesindeki iki cümlesiyle bitirmek istiyorum. “Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmiyeceksin! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur”. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyor, sizlerle beraber olmak ve bu konferansı düzenlememizde her türlü gayreti gösteren ve bizleri ağırlayan Okul müdürümüz sayın Aytaç Özel'e, müdür yardımcıları ve öğretmen arkadaşlara, konferansımıza katılan, İlçe Milli eğitim müdürü'ne, Jandarma Komutanı'na, Doç. Dr. Muharrem Çetnin'e, okul müdürlerine ve diğer davetlilere, şahsım ve Türk Ocakları Ankara Şubesi adına teşekkür ediyorum. ”diyerek sözlerini tamamladı.
Konuşmaların ardından Şube Başkanımız Türkân Hacaloğlu Okul müdürü Aytaç Özel'e günün anlamına belrten bir armağan takdim etti.

Okul müdürü Aytaç Özel de Hacaloğlu'na bir plaket takdim etti. Ayrıca, okul müdürü konferansa katılan Türk Ocakları Ankara Şubesi Gençlik Kolları Başkanı Yusuf Emre Koç ve diğer katılımcılara çeşitli hediyeler takdim etti.

 Konferansın ana konusu olan “Atatürk ve Din” hakkında konuşmalarını yapmak üzere söz alan  Dr. Abdülkadir SEZGİN özetle:

 Atatürk ve Din konulu konuşmasında öncelikle “İslam ve Müslümanlık nedir? sorusunu cevaplandırdı. Türklerin Müslüman oluşu  Karahanlı (Satuk Buğra Han) dönemine rastladığını, bizim ibadetlerimizin temelinin de İmam-ı Azam Ebu Hanife’ye dayandığını ifade eden sezgin. Ardından Selçuklu, Osmanlı devirlerinden kısaca bahsederek, Gazi Paşa’nın hayatı üzerinde durmuştur. konferansın  ana konusunu belirleyen Atatürk’ün Müslümanlık ve İslam için neler yaptığına değinmiştir.
Atatürk'ün, bugünkü din bilginlerinden daha bilgili olduğunu örneklerle anlatan Sezgin,   Mustafa Kemal Atatürk'ün dinimiz hakkındaki sözlerini slayt gösterisiyle sunarken  şöyle özetlemiştir:
Müslümanlık, aslında en geniş anlamıyla hoşgörülü ve çağdaş bir kurumdur”.
“Din lüzumlu bir müessesedir”.
Bizim kitabımız Kuran-ı Kerim’dir. ( Kuran’ı ilk kez tercüme ettiren Mustafa Kemal’dir. )
“Allahın emri çok çalışmaktır. İtiraf ederim ki düşmalarımız çok çalışıyor”.
“Türk milleti dindar olmalıdır”.
“Peygamberimiz Hz. Muhammet’tir”.
Dolmabahçe Sarayı’nda Hz Muhammet aleyhinde yazılımı tercüme bir kitabın kendisine arz edildiğinde söyledikleri:
“O, Allah’ın birinci ve en büyük kuludur”.
07. 02. 1923 tarihinde Balıkesir'de Zaganos Paşa Camii Minberinde Allah’ın bir olduğu ve şanının büyük olduğunu söylemiştir.
İlk Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi Mustafa Kemal’in yanına ilk kez gittiğinde Mustafa Kemal, Rıfat Börekçi’ye “Bizim iki ordumuz vardır. Biri Manevi ordumuz dinimiz,   diğeri maddi ordumuz Fevzi Çakmak Paşa’'nın Komutanı olduğu Türk Silahlı Kuvvetleridir. Ayrıca manevi ordumuz, maddi ordumuzdan daha üstündür”diyen Atatürk'ün dinimize verdiği önemi bu sözleriyle belirten, Dr. Abdülkadir Sezgin konuşmasını kalabalık, öğrenci ve davetlinin bulunduğu ortamda tamamlamıştır.