Türk Ocakları Ankara Şubesi Alparslan Türkeş'i Andı

2012-04-07

Türk Ocakları Ankara Şubesi,  ölümünün 15. yıldönümünde Alparslan Türkeş'i unutmadı.Gazeteci-Yazar Yavuz Selim Demirağ,  Gazeteci -Yazar Rasim Ekşi,  Doc.Dr. Derviş kılıçkaya'nın konuşmacı olarak katıldığı panelin oturum başkanlığını Prof.Dr. Ahmet Bican Ercilasun yaptı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından panele Alparslan Türkeş'in hayatını anlatan gösterimle başlandı. Panelin açış konuşmasını Türk Ocakları Ankara Şubesi Başkanı Türkân Hacaloğlu  yaptı.Türkân Hacaloğlunun yaptığı açış konuşması özetle şöyledir:     

Sayın Konuklar,  Sevgili Gençler,   
80 yıllık ömrünü Türkiye ve Türk Milliyetçiliği için harcayan,  bu uğurda çeşitli işkenceler,  tabutluklar,  sürgünler,  sevinçler,  üzüntüler yaşayan Türk Milliyetçiliğinin ve Ülkücü Hareketin efsane lideri Türkeş,  zekâsı,  otoritesi,  karizması,  ülkü ve dava adamı yönüyle Cumhuriyet tarihimizin yetiştirdiği nadir devlet adamlarından biriydi. O,  cesur bir asker ve etkili bir siyasetci olarak fikir ve siyaset dünyamızda öne çıkmış bir liderdi. Türk Milliyetçiliği fikrine canlı ve dinamik bir hareket kazandırmış,  dernekçilik anlayışından çıkarıp siyasete taşımış; milliyetçilik meşalesini gelecek nesillere emanet etmiştir. 

Sayın konuklar,        
Bir süre önce T.B.M.e verilen ve  bazı medya kuruluşları ve yazılı basında yer alan  bir teklifi dikkatlerinize sunmak istiyorum.Yanılmıyorsam Kayseri,  Konya,  Zonguldak, Bilecik ve Rize'de kurulan ünivesitelere isim konulması ile ilgili verilen tekliflerde Türkeş beyin de adı geşiyordu. Gönlü vatan sevgisi, millet sevgisi ile dolu olan,  geçmişinde hiç bir şaibesi olmayan Alparslan Türkeş'in adının verilmesi  teklifi neden reddedildi?.Halen hayatta olan ve olmayan diğer zevatlarla ilgili teklifler hangi krıterlere dayanarak kabul edildi?  Sizler,  ret oyu verenler Alparslan Türkeş adı kurumlara verilirse ebediyyen yaşatılır inancıyla mı ret ettiniz?.Siz ismini verseniz ne çıkar vermeseniz ne çıkar. Hatta sokaklardan binalardan onun adını da silebilrsiniz.Şunu unutmayın!Türkeş adı Türk milletinin kalbine yazıldı; onu milletin kalbinden silmeye sizlerin gücü yetmiyecektir. Alparslan Türkeş son yüzyılın önemli şahsiyetlerinden biri olarak tarihte iz bırakan liderler arasında ki yerini almıştir. Türk Milleti'nin ve bütün Türk Dünyasının tarihine adı yazılarak Dünya Türklüğü'nün gurur âbidesi olmuştur. Biraz sonra değerli konuşmacılarımız ülke içinde ve  dışında Türkeş adının ne manaya geldiğini bıraktığı izleri sizlere anlatacaklardır.
Alparslan Türkeş Bey,  gönül pınarından,  fikir dünyasından feyzalan Ülkücü,  milliyetçi gençlere olan inancını şöyle dile getiriyor.
“Türk Devletinin yenilmez zinde hayat gücü, Türk Milletinin teminatı ve istikbali gençliktir. Ülkücüler,  insanlık alemi içinde ne uşak olmayı,  ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcılarıdır.” diyen Türkeş 4 Nisan 1997 tarihinde ona gönül vermiş milyonları arkasında bırakarak Hakka yürümüştür. Bu gün aradan 15 yıl geçmesine rağmen hala milyonlar onun fikir ve idealleriyle yoluna devam ediyor. Onu unutmamak ve unutturmamak için buradayız. Sana Allah’tan rahmet diliyorum,  ruhun şâd,  mekânın cennet olsun    Türk Dünyasının Yüce Başbuğu.
Sayın Konuklar,  Sevgili Gençler
Türkiye Cumhuriyeti Devleti milyonlarca şehidin Türk milletine emanet bıraktığı bir varlıktır.Türkeş'in devletimiz ve milletimiz üzerinde oynanan oyunlarla duyduğu kaygılar,  bu gün adım adım sergilenmektedir.
Türkiye bu gün dış güçlerin,  içerdekilerin  emir ve komutasında iç saldırılarla, bölücülerle, yıkıcı faaliyetlerle karşılaşmış durumdadır. Vatanımızı parçalayıp bölmek isteyenler faaliyetlerini korkusuzca sergilemekte, onların meclisteki uzantıları devletin polisine tokat atacak kadar cüret gösterecek seviyeye geldiler. Suç sabit ama suçluları sorgulayacak makam yok. Kanun koyucular suskun, kanun uygulayıcılar sessiz. Güneydoğu bölgemiz adeta kurtarılmış bölge haline gelmiş,  Bu gün milletimiz  21. yüzyılın ilk yarısında tarihimizin en buhranlı,  en kritik hayati günlerini yaşamakta,  Türkiye'yi yakından ilgilendiren Ortadoğu ateş çemberi altında cayır cayır yanarken,  alevlerinin Türkiye'yi de saracağı endişesi giderek yayılmakta,  komşularla sıfır sorun var aldatmacılığı karşısında  bugün %100 sorunla karşı karşıyayız.
Rahmetli Türkeş'in Türkiye'nin geleceği ve refahı için büyük idealleri vardı. Onun amacı özetle: Türk vatandaşlarını bir ideal etrafında birleştirmek,  böylece ülkede birlik ve bütünlüğü sağlayarak kalkınmış,  refah seviyesi yükselmiş,  dünya devletleri arasında gücü kabul edilmiş,  sözü dinlenir bir ülke haline getirmekti. Bu şekilde Türkiye’yi Türk Dünyasının,  hatta İslâm dünyasının önderi yapmaktı.
Bu anlayış çerçevesinde baktığımızda bugün neler oluyor? Ülkemizde birlik ve beraberlik ülküsü kundaklanıyor,  etnik unsurlar her gün tahrik edilerek ayrışmanın sağlanması için gayret sarfedilmekte       Milli devlet niteliği taşıyan ülkemizin vatandaşlarının adı olan Türklük bir etnisite derecesine düşürülerek itibarsız hale getirilmek istenmektedir.Türk milliyetçilerine “kafatascı,  ırkçı,  bunlar kafatası ölçer” diyorlar.Türküm, Türk milliyetçisiyim demenin neresinde ırkcılık? Alparslan Türkeş bin yıllık kardeşiz bizi birbirimizden koparmaya çalışıyorlar buna müsade etmiyeceğiz”derken,  Atatürk “Devletin adı Türkiye Cumhuriyeti,  Milletin adı Türk Milleti’dir” derken ırçılık mı yapyorlardı?
Ben Türküm, Türk       Milliyetçisiyim, Türkvatandaşıyım. Ömrümün sonuna kadar da gururla böyle yaşayacağım. Türküm,  Türk vatandaşıyım diyen herkesin de bu duyguları taşıdığı inancındayım.Türküm ifadesini Dağlardan taşlardan silseniz beynimizden silemiyeceksiniz.
Eğer günümüzde ülkenin birlik ve bütünlüğü tartışılıyorsa,  Türklük ve Cumhuriyetin temel değerleri tartışma konusu ediliyorsa rahmetli Türkeş Bey'in Türk milletine çizdiği vizyon üzerinde daha ciddi düşünmemiz gerekmez mi? O,  “İslâmiyeti ele alıp Türklüğü inkâr ihanettir. Bunun tersi de aynı derecede gaflettir.” diyerek  İslâmiyetle Türklüğü birbirinden ayrılmayan iki değer olarak görüyordu.
Tarihimizde bir çok sarsıntılı dönemleri başarıyla geçiren bu millet, içinde bulunduğu bu buhranlı dönemleri de, güçlü iradesi ile birlik ve beraberlik duygusu içinde  selâmete çıkma  başarısını gösterecektir.
Mehmet Âkif diyor ki,  “Tefrika girmeden bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekleri onu top sindiremez”
Türklüğün bağımsız kalesi olan Türkiye Cumhuriyeti devletini tarih sahnesinden silmek isteyenler dün başarılı olamadılar. Bugün de başarılı olamayacaklar. Tarih yaratmış,  çağlar değiştirmiş bu millet ebediyyen bağımsız ve hür yaşayacaktır.
Sözlerimi Atatürk'ün şu sözleriyle bitirmek istiyorum;
“Bu memleket tarihte Türktü,  bugün de Türktür ve ebediyyen Türk olarak yaşayacaktır. Ne mutluTürküm diyene!”

Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan da "Her üniversitenin kendine has özellikleri,  güzellikleri mevcuttur. Gazi Üniversitesi de tarihten aldığı şevkle bu özelliklerin tümünü bünyesinde taşır" dedi. Ayhan,  Türkeş'in ilmi,  üniversiteyi,  eğitimi ayrı bir yere koyduğunu da değindi. Ayhan,  "Türk milleti,  Türk gençliği,  Türk eğitimcileri Türk siyasetinde önemli bir iz bırakan devlet adamı Alparslan Türkeş'i her zaman şükranla yad edeceklerdir." diye konuştu.

Mustafa Kemal'den sonra en çok bilinen kişi  Alparslan Türkeş diyen Gazeteci-Yazar Yavuz Selim Demirağ ise kendisinin de bir asker olduğun, Alparslan Türkeş gibi Kuleli Askeri Lisesi'ni bitirdiğini belirterek yeni yetişen bir Türk subayının neler hissettiğini bildiğini,  Türkeş'i kendisine çok yakın hissettiğini ifade eden Demirağ, Türkeş'in daha askeri okul yıllarında Türk adına ne varsa onla ilgilenmeye başladığını Türk tarihini çok iyi bildiğini vurgulayarak  "Türkeş,  nerede bir Türk varsa onunla o kadar ilgileniyordu ki" dedi. Türk dünyasında Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra en çok tanınan,  bilinen kişinin Alparslan Türkeş olduğuna işaret eden Demirağ,  Türkeş'ten sonra yetişen gençliğin Türkeş'in ideolojisiden uzak olduğunun hüznünü yaşadıklarını, Türk gençliğinin Türkeş'in ideolojisine sahip olmalarını söyledi.

Daha sonra konuşan gazeteci-Yazar Rasim Ekşi yabancıların gözüyle Alparslan Türkeş'e verilen önemi örnekler vererek anlattı.         

Panelin son konuşmacısı Doç.Dr. Derviş Kılıçkaya,  herkesin lider olamıyacağını, Türkeş'in gerçek birr lider olduğunu,  kendisini çok iyi yetiştirdiğini, yüksek bir tarih şuuruna sahip olduğunu Türk gençlerinin kendisini örnek almalarını ifade ederek konuşmasını tamamladı.Kalabalık bir dinleyici topluluğunun katıldığı panelin oturum başkanığını yapan Prof.Dr. Ahmet Bican Ercilasun'un yaptığı değerlendirme konuşması ile panel sona erdi.