Ankara Şubesi Türk Kültürü'nü Tanıtma Faaliyetini Sürdürüyor

2012-04-15

 

Konferansın açış konuşmasını yapan Ankara Şubesi Başkanı Türkân Hacaloğlu, Türk Ocaklarının kuruluşu, 100. yıl kutlamaları ve Ankara Şubesinin faaliyetleri hakkında bilgi verdiği konuşmasında özetle şunları söyledi:

Osmanlı Devleti, çöküş süreci içinde iken Türk varlığı yok olmama mücadelesi veriyordu. Osmanlı Devletini oluşturan çeşitli unsurların, dış güçlerin de etkisiyle yıkıcı faaliyetlerde bulunması ve devletin asli kurucusu olan Türklerin yok sayılması karşısında, 190 tıbbiyeli gencin harekete geçerek zamanın aydınlarının da çabasıyla, Türklük şuurunun artması sonucunda, Türk Ocakları bir kültür derneği olarak 25 Mart 1912’de resmen kurulmuş ve Türk tarihinin, dilinin, sanatının bilimsel yöntemlerle incelenmesi, geliştirilmesi, yaygınlaştırılması için de faaliyette bulunmuş; millî kültürümüzün genç kuşaklara aktarılmasında öncülük etmiştir. Türk Ocaklarının sanat, eğitim, kültür faaliyetlerine katılan halk, birçok yeniliği burada görmüş ve yaşamıştır.

Türk Ocaklılar, imparatorluktan millî devlete geçişte Türk milletinin birlik ve beraberlik duygularını ön plana çıkarmış, Millî Mücadele sırasında bütün üyeleriyle birlikte Atatürk'ün yanında yer almış Atatürk inkılâplarına destek olmuşlardır. Millî devletin oluşturulması ve Cumhuriyet’in kurulmasında büyük katkıları olan Türk Ocaklarının Türkiye genelinde şubelerinin açılmasında Atatürk'ün maddi ve manevi katkısı olmuştur.

Atatürk, Adana Türk Ocağında yaptığı bir konuşmasında Türk Ocağına verdiği önemi şu cümlelerle ifade etmiştir: ‘Bu ocağın ateşi çok pek çok kadimdir. Onu, asırlarca söndürmeye çalışmaktan hâli kalmadılar. Fakat buna her teşebbüs edenin ocağı söndü. Bu Ocağı söndürenlerin ocağı sönsün.”

Türk Ocakları Ankara Şubesi olarak yaptığımız faaliyetleri kısaca şöyle sıralayabiliriz: cumartesi günleri gençlere yönelik seminerler, isteğe göre çeşitli dallarda kurslar, kitap okuma programları, müzikli sohbetler, geniş katılımlı paneller, belirli günlerde geziler, yemekli toplantılar, başarılı ve ihtiyacı olan öğrencilere burs temin edilmesi vb.
Dün bayrağı mukaddes burca çekip bugünü yaratanları, Azerbaycan’ın 'ilk Cumhurbaşkanı Mehmet Emin Resûlzade'yi, onun gibi mücadele vermiş mucizevi Türk Devlet adamlarını minnet ve şükranla anmak her Türk için onurlu bir vazifedir. “Bir kere yükselen bayrak bir daha yere düşmez.” diyerek tarihe mal olmuş Resûlzade’yi, vatanımızın ve milletimizin bölünmez bütünlüğü için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, bu duygu ve düşüncelerle bir kere yükselen bayrağı bir daha yere indirmemeniz ümidiyle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.”

Açış konuşmasının ardından, öğrencilerin ilgi ve merakla dinledikleri, bitiminde sorular sordukları konferansına başlayan Prof. Dr. Öcal Oğuz, özetle şunları söyledi:
“UNESCO, kaybolmaya yüz tutmuş somut olan ve olmayan kültür varlıklarının korunması, canlılığını sürdürenlerin geliştirilmesi için büyük çaba sarf etmektedir. Bu kültür varlıklarının bir kısmı Türklere aittir ve Türkiye’de bulunmaktadır.

Kültür varlıklarımızı koruma çabası içinde bizim de yer almamız gerekmektedir. Hazırlanacak ve uygulanacak programlarla kendi kültür kodlarımızı öğrenerek onları canlı tutmalıyız. Gençlerimizin zihninde yer etmiş masal kahramanları, destan kahramanları, aşk hikâyeleri, kahramanlık hikâyelerinin yabancılara ait olmamasını istiyoruz ama ne yazık ki Robin Hood’un Köroğlu’ndan, Romeo ve Juliet’in Kerem ile Aslı’dan, “hayalet görme”nin “hortlak görme”den önce zihinlerimizde canlandığını görüyoruz. Bunu basından da örneklendirmek mümkündür.

Türk dili, edebiyatı, tarihi, masalı, destanı, efsanesi ve kahramanlarının zihnimizde önceliği alması gerekir. Bu da ancak bunlarla donanmakla mümkündür. Bu donanım için de TV dizilerinin, filmlerin, ders kitaplarının, şarkıların, reklamların, haber metinlerinin bizden alınmış örneklerle oluşturulmasını sağlamalıyız; çağrışım dünyamızı kendimizle doldurmalıyız.”
Konferansın Ardından Ankara Şubesi Başkanı Türkân Hacaloğlu, Mehmet Emin Resûlzade Anadolu Lisesi Müdürü Yunus Tokmak’a “Cephelerden Kurtuluş Savaşı'na İmparatorluk’tan Cumhuriyet’e” adlı albümü takdim etti.