Balkanların elimizden çıkışının Türk Milleti üzerinde yarattığı ağır yara ve Balkan göçlerinin Anadolu’daki Milli direnişe olan katkısı vurgulamıştır. İmparatorluğun parçalanması, müslim ve gayrimüslim unsurların İmparatorluktan kopuşu ve devletin sahibi olan Türklerin son çare olarak Türkçülüğe sığınmaları ile Türk Milli ruhunun uyanışı anlatılmıştır. Bu ruhun yeşermesinde “Türk Ocaklarının” katkısı; Kuva-i Milliye ve Redd-i İlhak Cemiyetlerinde Ocaklıların çalışmaları üzerinde durulmuştur. Bu konuda özellikle 190 Tıbbiyeli Türk Evladı’nın mektubu sinevizyon görüntüsünden yansıtılarak Ocaklı gençler tarafından hep birlikte bir kez daha okunmuştur:

“Türk ırkının maarif mekteplerine hizmet ederek, içtimai geleceğini temin emeliyle toplanmış 190 Askeri Tıbbiyeli namına zat-ı âlilerinize müracaat eyliyoruz.

Maksadımız, arz edeceğimiz şeylere dair hâkimane ve edibane fikirlerinizi öğrenmektir. Türk kavmi, hayat-ı inkıraz yaşamaktadır. Buna seleflerimiz gibi lâkayt kalamayız. Hayat ebedî bir mücadeledir ve bu mücadelede muvaffakiyetin en büyük şartı, maarif ve mekteplerin galebesidir.

Bizler; tekamül kanununa riayet fikrinde ısrarlı, ziraat, ticaret ve sanayi ile kazanılmış bir içtimaî hakimiyeti, kuru bir siyasî hakimiyete tercih etmekteyiz. Nesl-i müstakbel temiz olsun; miskinliği günah, faaliyeti ibadet bilsin. Müteşebbis, kuvvetli ve servet sahibi olsun.

Böyle bir cemiyetin temel taşlarını yüksek mekteplere devam eden Türk gencinin maddî-manevî fedakârlıklarıyla atacağız. Bu babdaki hâkimane ve edibane görüşlerinizi öğrenmek istediğimizi bildirir; ilmî ve fiilî iş birliğinde bulunmalarını ısrarla temenni eyleriz; efendimiz.”