• Panel: Alparslan Türkeş Anısına

    Panel: Alparslan Türkeş Anısına

  • Galip Erdem Paneli

    Galip Erdem Paneli

  • Değişen Dünya Düzeninde Türk Milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Yeri

    Değişen Dünya Düzeninde Türk Milletinin ve...

  • Cumhuriyet Döneminde  Türk Hukuk Sistemindeki Gelişmeler

    Cumhuriyet Döneminde Türk Hukuk Sistemindeki...

  • Panel: Cumhuriyetin Kazanımları

    Panel: Cumhuriyetin Kazanımları


“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır”

 
Ana sayfaArşivTürk Ocakları Ankara Şubesi XV. Olağan Genel Kurulu

Türk Ocakları Ankara Şubesi XV. Olağan Genel Kurulu

2014-02-12

Divanı’nın teşkilinin ardından Şube Başkanı Türkân Hacaloğlu şu konuşmayı yapmıştır:
Sayın Konuklar, Aziz Türk Ocaklılar
         Türk Ocakları Ankara Şubesi’nin 15. Olağan Genel Kuruluna hoş geldiniz. Genel kurulumuzun Ocağımızın mehabetine yakışır bir şekilde geçmesini temenni ediyor hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. 13 yıldır Başkanlığını yürüttüğüm, büyük bir heyecan ve aşkla bağlı olduğum, Türklüğü yaşatmak için Türk milletinin hizmetinde olan Ocağımızın Şube çalışmalarının değerlendirileceği ve gelecek faaliyet yılları için plânlamaların yapılacağı 15. Olağan Genel Kurulumuzun Ocağımıza, Ocaklılara ve  Türk milletine hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.  Ankara Ocağımızın 15. Genel Kurulunu yaparken geride bıraktığımız 2013 yılında şubemizin 90. kuruluş yılı, hoş bir tesadüfle, kuruluşunda ve yaşamasında her nesil Türk Ocaklıların büyük emekleri olan Cumhuriyetimizin, 90. Kuruluş yıl dönümü ile birlikte kutlandı. Bu vesileyle başta kendisi de bir Türk Ocaklı olan ulu önder Atatürk olmak üzere, Aziz Cumhuriyetimizin ve Türk Ocaklarının bütün kurucularını saygıyla yâd ediyor ve mânevî huzurlarında saygıyla eğiliyorum. Ruhları şâd olsun.  

Aziz Türk Ocaklılar
          Sözlerime Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 1926 Türk Ocağı Kurultayında yaptığı konuşmasından bir alıntıyla başlamak istiyorum. “…. Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin mesnedi Türk camiasıdır. Bu camianın evlâdı ne kadar Türk harsı ile meşbû olursa o camiaya istinat eden cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.” Türklüğün yüceltilmesi ülküsüyle kurulan Ocağımız; millî kültürün, millî birliğin kuvvetlendirilmesini esas alarak verdiği hizmetleri bütün yurt saşına hatta bütün Türk Dünyası’na taşımak için, açıldığı günden bu yana, büyük gayret göstermiştir.. Cumhuriyetimizin 90. yılında ülkemizin içinde bulunduğu şartlar dikkate alınarak, Türk Ocaklıların Ocaklarına her zamankinden daha fazla sahip çıkmaları, daha üstün bir gayretle çalışmalarının gerektiğine inanıyorum. Son yıllarda millî devlet, millî ekonomi, millî kültür hasılı millî adına ne varsa “süpürüp bir kenara atma” ve “küresel lapanın” içinde yoğurma iddiasında olanlar, Türklüğü; enternasyonalizmin, siyasî ümmetçiliğin, hatta sosyalizmin içinde eritmek amacını gütmektedir. Bu çalışmaların cümleniz tarafından bilindiğinde şüphem bulunmamaktadır.
        “Paralel devlet, devlet içinde devlet, devlette, emniyette, yargıda çete” gibi iddialar devlet yetkilileri tarafından ısrarla dile getirilmektedir. Bunlara ek olarak “yolsuzluk ve rüşvet” iddialara da ciddî boyutlara ulaşmıştır. Bütün bu gelişmeler emniyeti ve yargı kurumlarını tartışılır hâle getirmiş, dolayısıyla devlete, yargıya olan güveni geniş ölçüde zedelemiştir. Gelişmeleri sorgulama imkânı bulamayan halk ikiye bölünmüş, doğruyu yanlışı hesaba katmaksızın, ”Benimkiler doğru, seninkiler yanlış” anlayışı hâkim olmaya başlamıştır. Bu durum, Türk Milletinin ahlâki değerlere olan inancını ve maneviyâtını da bozacak boyutlara gelmiştir. Türk devleti, kör döğüşü içinde bir bakıma fetret devrine sürüklenirken, Güneydoğu’da esas paralel devlet oluşmaya başlamıştır. Siz istediğiniz kadar olayların üzerine şal örtün bölücüler fiziki alt yapılarını oluşturmaktadırlar. Öncelikli ilk hedefleri bölgeden Türkçeyi söküp atmaktır. Bunun için bölgedeki yer isimleri Türkçeden arındırılmaya başlanmıştır.YerisimlerininAsurca,Arapça,Kırmançça,Zazaca,Ermenice,Rumca veya Latince olması önemli değildir; önemli olan Türkçe olmamasıdır. Bunun yanında millî devletin vazgeçilmez niteliği olan eğitim dilinin birliğini zedeleyen adımlar atılmaya başlanmıştır. Radyo yayını,gazete yayını, devlet eliyle televizyon yayını ve eğitim dili olarak bir etnik dilin kullanılmaya başlanması tamamen bir ayrı millet yaratma projesidir. Bu proje; meccanî Batı ajanı demokratlar, liberaller ve siyasî ümmetçiler tarafından desteklenmektedir. İktidar da bölücülerin emellerine set çekerim düşüncesiyle bu gidişe zemin hazırlamaktadır. Şurası kesin olarak bilinmelidir ki hiçbir bölücü hareket, taviz verilerek önlenemez. Hatta verilen her taviz başka bir tavize davetiye çıkarmaktadır. Bu konudaki gelişmeler de bunu göstermektedir.
        Artık,” görünen köy kılavuz istememektedir. Hedef bellidir. Türklüğü etnik unsurların biri hâline getirerek Türk devletine son vermektir. Gaflet ve hainlik arasındaki fark bıçak sırtı kadardır. Gelinen bu noktada herkesi uyarmak vazifemizdir. Öyle ise amacı Türklüğü yaşatmak olan Türk Ocaklarına büyük görevler düşüyor. Tabiatıyla Türk Ocakları dar anlamda siyaset yapmaz, ama siyaseten yapılan yanlışlara da göz yumamaz.Biz Türk Ocaklılar, Devletimizin, milletimizin adına Türk adının konulmasında büyük hizmetleri olan bir neslin devamıyız.Korkular dünyasında değil aksine cesaret dünyasında yol almalıyız.Bunun için siyasete yol gösterme emel ve gayreti içinde bulunmalıyız.
Bu bakımdan: Türk Ocakları,kurulduğu günden bu yana Türklüğü meydana getiren değerleri geliştirmek,yaşatmak,kısacası Türklüğü yaşatmak yegâne hedefi olmuştur.Türk Ocaklarının görevi Türklüğü yüceltmektir.Bunun için bütün Türk milliyetçileri,özellikle Türk ocakları yönetici ve üyeleri,Türklüğü zedeleyecek,yanlış anlamlara yol açacak,enternasyonalistler,liberaller, siyasî ümmetçiler ve hatta bölücülerce istismar edilecek ifade ve davranışlardan şiddetle kaçınmalıdırlar.”
Türkan Hacaloğlu’nun konuşmasını tamamlamasının ardından; Prof. Dr. Celal Er, Prof. Dr. Derviş Kılınçkaya, Galip Tamur, Ziya Yusuf Aksoy ve Türk Ocakları Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Dursen Gürgür protokol konuşmalarını gerçekleştirmişlerdir.
Konuşmaların sonrasında faaliyet raporu, mali rapor, denetleme kurulu raporu ve tahmini bütçe okunmuş, her rapor ayrı ayrı oylamaya sunulmuştur. Raporların oy birliği ile kabulünün ardından seçimlere geçilmiştir.

Seçimlerin sonucunda:
TÜK OCAKLARI ANKARA ŞUBESİ YÖNETİM KURULU (Asiller)
1-Türkan HACALOÐLU - Şube Başkanı
2- Coşkun BAÐIR - Başkan Yardımcısı
3-Uğurcan KÜÇÜKAÐAOÐLU - Sekreter
4-Ömer Serdar KARACA - Muhasip
5- Prof. Dr. Derviş KILINÇKAYA - Üye
6- Ömer Faruk YILDIRIM - Üye
7- Sergen ÇİRKİN – Üye

DENETLEME KURULU 
1-    Orhan YAVUZ - Başkan
2-    Mehmet ALTIPARMAK - Üye
3-    Kadir ÇİMEN - Üye

YÖNETİM KURULU YEDEK ÜYELER
1-Hülya KOÇAK
2-Ahmet ŞAHİN
3-Salih KALYON
4-Gökhan ÖZDEMİR
5-Burak YAMUÇ
6-Mehmet ALTINTAŞ
7-Coşkun PAKSOY

TÜRK OCAKLARI GENEL MERKEZİ KURULTAY DELEGELERİ
1-Prof. Dr. ORHAN KAVUNCU 
2- TÜRKÂN HACALOÐLU
3-Prof. Dr. ÇAÐATAY ÖZDEMİR 
4-Dr. ALİ HELVACI
5-YASEMİN YAHNİCİ 
6- ZEKİ BİRDOÐAN
7- ZAFER SADIKOÐLU
Seçilmişlerdir.


Divan Heyeti ve Türk Ocakları Genel Merkezi Hanımlar Kurulu adına Dursen Gürgür konuşurken


Denetleme Kurulu Raporu Okunurken


Kurultaya İştirak Eden Şube Üyelerimiz


Yeni Yönetim Kurulu Üyelerimiz

Yeni Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu, Yedek Üyeler ve Genel Kurultay Delegeleri Bir Aradalar

Paylaş

O Sadece Mustafa Kemal Değil, O TÜRK’ÜN ATASI ATATÜRK’TÜR

Türk milletinin ve mazlum milletlerin kötü talihini değiştiren üstün kişiliği ile çağa damgasını vuran büyük önder ATATÜRK’Ü aramızdan ayrılışının 83.Yıl dönümünde minnet ve saygıyla anıyoruz.

Tarihte bin yılda bir gelebilecek üstün nitelikli devlet ve fikir adamı ne mutlu ki Türklüğün en zor günlerinde bizim milletimize nasip oldu. O’nun üstün devlet ve fikir adamlığı sayesinde vahşi Batının “hasta adam” olarak nitelendirdiği Osmanlı Devleti’nin külleri arasından bugünün güçlü modern Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Bu cumhuriyetin evlatları olarak da biz bağımsız lâik ve demokratik Türk devletini kanımızın son damlasına kadar koruyup yaşatacağımıza and içmişiz…

Vatanı, milleti, namusu, şan ve şerefi için hayatını feda etmekten çekinmeyen, yolundan ve sözünden dönmeyen, vatan yaptığı her yerde, ilim ve kültür meşalesini tutuşturan insan Türk’tür. İşte o Atatürk’tü.

Gazi Mustafa Kemal “Ne mutlu Türküm diyene” diyerek özünü bu sözle ifade etmiştir. 

Büyük adamlar ancak büyük milletin bağrından çıkar. Bir düşünürümüz ‘’Türk Milletinin portresini sadakatle çiziniz o zaman Atatürk’ün portresini çizmiş olursunuz’’ der.

O çok özel bir şahsiyetti. Çünkü O şahsi ihtiraslarını millet yolunda hizmet gayesine veren bir Türk’tür.

O Kişi oğlu kişi değil, bir ülkü bir düşünce sistemi medeni hayatın gücü kaynağıdır.

O insanlık idealine aşık, faziletin timsali, karanlığa düşmüşlerin ümit ışığı ve meşalesidir. Çekin ellerinizi Atatürk’ümüzün üzerinden onu sağa sola götürmeyin. Onun adını ucuz politikalarınızla kirletmeyin. Çünkü O milli dehânın tam Kemâlidir. Türk’ün hem celâli hem cemalîdir.

 Asırlar boyunca hür yaşamış bu milletin gözü pek alnı açık vicdanı temiz Türk! Atatürk.

Vurunca kılıç kesmeyen, bir acı sözle devrilen zalimlerin başına balyoz, acizlerin derdine derman kaya gibi sert, ipek kadar yumuşak, insanlık tarihinin onuru Türk! Atatürk.

Omuzuna attığın gurbet heybesiyle dağlara, ovalara, vadilere medeniyet tohumlarını eken, geçtiğin her yerde uyuyan insanları uyandıran, aydınlığa kavuşturan Türk! Atatürk

“Bir gün İstiklâl ve Cumhuriyetine kast eden düşmanlar bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olur” demiştin.

Cumhuriyeti emanet ettiğin Türk Gençliği galibiyetin mümessili olarak Vatanı böldürüp bayrağını asla indirmeyecektir…

İktidarda olup gaflet ve delalet içinde onları uyandıracak, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini daima koruyacak milletine ve devletine sahip çıkmak en büyük ülküsü ve ideali olacaktır. Her şeye rağmen bil ve inan ki Türk milletinin düzenini bozmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Birlik ve beraberliğimize gölge düşürmek isteyenlere asla müsaade edilmeyecektir.

“Tefrika girmeden bir millete düşman giremez

Toplu vurdukça yürekler onun top sindiremez.

Sahipsiz olan bir vatanın batması haktır.

Sen sahip olursan bu batan batmayacaktır.”

Aziz Atatürk kurduğun son Türk Devletini ecdadımızın son yadigarını aziz vatanımızı bölmek parçalamak isteyenlere arkanda bıraktığın Türk Gençliği asla müsaade etmeyecektir. Ellerine tutuşturduğun ilim, irfan meş’alesini söndürmeden ebediyete kadar taşıyacağına inanıyorum. Naçiz vücudun toprak oldu ama Türk devleti milletiyle sonuna kadar yaşayacaktır. Mehmetçik nöbetini tutuyor, vatanını kahramanca savunuyor. Rahat uyu Atam.

O Türklüğün eşsiz lideri Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü ve silah arkadaşlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi bir kere daha rahmet, minnetle anıyorum. Ruhları şâd olsun.

Türkan HACALOĞLU

Ankara Türk Ocağı Başkanı

İSTİKLÂL MARŞI KABULU

Yayınlar

Sosyal medya