Türk Ocakları Ankara Şubesi Cumartesi Konferansı

2014-04-27

Avrupa Napolyon’un saldırgan tavırlarından dolayı darmaduman olmuştur. Bu saldırgan yılların ardından Avrupa sorunlarını tartışmak ve görüşmek için Viyana kongresini toplamıştır. Bu kongreye Osmanlı Devleti katılmamış ve kendi sorunlarının gün yüzüne çıkmasını engellemek istemiştir. Burada Avrupa kendi sorunları çözüme kavuştururken, Osmanlı Devleti sorunlarıyla baş başa kalmıştır. Kongre sırasında Rus diplomat burada Batı sorununun çözüldüğüne değinerek, sırada Doğu sorununun olduğunu dese de gündem konusu olmamıştır. Fakat bu Doğu meselesi uluslar arası alanda ilk defa Viyana Kongresinde dile gelmiştir.

Ulus devlet anlayışının ön plana çıkmasıyla beraber ve Yunanistan’ın bağımsızlığını eline alması diğer etnik kesimleri de harekete geçirmiştir. Ermeniler bu dönemden sonra dernekleşmeye başlamıştır. Osmanlı-Rus savaşı(93Harbi) sırasında Ermeniler bölgeyi bildiği için ve Ruslar ile din kardeşi olduklarından dolayı Rus askerlerine yardım etmişlerdir. Yani Türk milletine ihanet etmişlerdir. Bu yardım sonucunda Ermenilerin tek bir isteği vardı, bu da bağımsız bir Ermenistan’dı. Ruslar Ermenileri destekliyorlardı fakat bağımsız bir devletleri olmasını istemiyordu. Ermeni Meselesi veya Doğu sorunu dediğimiz olay Viyana Kongresinde dile gelmiş, Ayestefanos(Yeşilköy) Antlaşmasında filizlenmiş ve Berlin Antlaşmasında gelişerek son halini almıştır. Antlaşmalar imzalanıyor fakat uygulama olmayınca Ermeniler dernekleri organize hareket etmeye çağırdılar ve başardılar. Kurulan dernekler organize işlere başladır. Bu dernekler yurtdışında kurulmuş ve Osmanlı Devleti topraklarında gizliden gizliye şubeleşmiştir. Ermeniler 1905 yılına kadar sayısız isyana kalkışmıştır fakat en önemli olanı 1905 yılında II. Abdülhamid Han’a düzenledikler ve başarısızlıkla sonuçlanan suikast teşebbüsüdür. 1908 yılında II. Meşrutiyet’in getirdiği Hürriyet havasını 1909 yılında Ermeniler Adana’da ayaklanarak dağıtmışlardır. Adana olayları, Bulgaristan’ın bağımsızlığını ilan etmesi, Avusturya’nın BosnaHersek’i ilhak ettiğini açıklaması ve içerdeki 31 Mart olayları gibi buhranlı bir dönemde de olsa Osmanlı Devleti Adana olaylarını bastırmıştır. Ermeniler bu karışıklıktan istediği gibi yaralanamamış ve hevesleri kursaklarında kalmıştır.

Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşına neden girmiştir?
Hep bilindik cevaplar verilir fakat Osmanlı Devleti kapitülasyonlardan ve Ermeni sorunundan sıyrılmak için savaşa dahil olmuştur. Tabi diğer söylenenler içinde girmiştir ama en önemli nokta bu ikisidir.

Günümüzde neden 24 Nisan’da katliam yapıldı deniyor ?
24 Nisan’da katliam değil büyük bir öngörü ile sayıları 2000’i bulan Ermeni aydın ve önemli kişilerinin tutuklanma olayıdır. Tutuklanan Ermeniler beyanlarında 25 Nisan’da Ruslar Sakarya’ya çıkartma harekatı yapacak ve civar Ermenileri yani Kocaeli, Sakarya ve Bursa Ermenileri de eşzamanlı olarak isyan çıkartıp Rus ilerleyişini hızlandıracaktı. Fakat bu olmadı. Amaçlarına ulaşamadılar.

I.Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan Osmanlı Devletine Mondros Ateşkes Antlaşması imzalatılır ve akabinde Sevr Antlaşması imzalatılır. Sevr Antlaşması ile büyük Ermenistan’ın kurulması amaçlanmış ve kısmen başarılı olunsa da Antlaşma geçersiz sayılmıştır. Ankara Hükümeti bu antlaşmayı tanımadığını söyler ve akabinde Ermeniler ile Kars, Moskova ve Gümrü Antlaşması ile şuanki sınırlar çizilmiştir. Lozan Antlaşması ile gündeme getirilmeye çalışılsa da sert tepki karşısında dış güçler amaçlarına ulaşamamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti 1930 yılına kadar Amerika ile herhangi bir diplomatik ilişki kurmamıştır. Sebebi ise Ermeni Lobisi’nin Amerika’daki çalışmalarıdır. Bu yıldan sonra Ermeniler Diaspora olarak güç kaybetmişlerdir tâki 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekatına kadar. Bu yıldan sonra Asala terör örgütünü kurdular ve katliamlarına devam ettiler fakat biz Türk milleti olarak hiçbir zaman terörden medet ummadık. Küçük milletler terörden medet umar!..

Prof. Dr. Adana SOFUOÐLU hocamızın konferansını kalabalık bir genç grup dinlemiş ve konferans soru cevap şeklinde devam etmiştir.