• Panel: Alparslan Türkeş Anısına

    Panel: Alparslan Türkeş Anısına

  • Galip Erdem Paneli

    Galip Erdem Paneli

  • Değişen Dünya Düzeninde Türk Milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Yeri

    Değişen Dünya Düzeninde Türk Milletinin ve...

  • Cumhuriyet Döneminde  Türk Hukuk Sistemindeki Gelişmeler

    Cumhuriyet Döneminde Türk Hukuk Sistemindeki...

  • Panel: Cumhuriyetin Kazanımları

    Panel: Cumhuriyetin Kazanımları


“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır”

 
Ana sayfaArşivAnkara Şubesi Dostluk ve Dayanişma Gecesi Düzenledi

Ankara Şubesi Dostluk ve Dayanişma Gecesi Düzenledi

2014-12-22

20 Aralık 2014 Cumartesi günü Türkiye Kamu-Sen Genel Merkezi Salonu’nda 300 kişinin katıldığı yemekli toplantıda Şube Başkanı Türkân Hacaloğlu ¨Bu akşam, zihinlerimizi tazelemek, gönüllerimizi dinlendirmek için bir araya geldik, ¨diyerek başladığı açış konuşmasında özetle şunları söylemiştir:  

Benim 20 yıl savaştığım adamlar Habur’dan girdi, seyyar mahkemeler tarafından serbest bırakıldı. Şimdi biz terörist olduk. ‘’Benim adım Engin Alan. Ölüm dahil hiç bir şeyden korkmuyorum. Beni Silivri’ye değil İmralı’ya koysunlar, ¨ diyen ve bu akşamki davetimizi nezaketle kabul edip, konuşması ile bizleri şereflendirecek olan, Türk ordusunun yiğit komutanı, İstanbul Milletvekilimiz Engin Alan Beyefendi’ye ve hanımefendilerine hoş geldiniz diyor, şahsım ve Türk Ocakları Ankara Şubesi adına şükranlarımızı sunuyorum.

Gözünden esirgediği ciğerparesini vatan için şehit verdiğinde ¨vatan sağolsun¨diyen, ciğerpare şehitlerimizin  aileleri aramızda, onları yürekten selâmlıyorum, hoşgeldiniz, şeref verdiniz. 

¨Ey Türk Gençliği Birinci vazifen Türk İstiklâl ve Cumhuriyetin korumaktır’’ diyen Atatürk’ün, Cumhuriyeti emanet ettiği, ‘’Hepiniz bir Türk Bayrağısınız, Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin yere düşürmeyin’’ diyen Alparslan Türkeş’in, Türk Ocaklı yiğit gençleri, sizleri sevgiyle selâmlıyorum.

Değerli Misafirler, Aziz Arkadaşlar;
Türk Ocakları, Türk yurdunun ateş çemberi içine alındığı, Türk milletinin ufuklarında kara bulutların dolaştırıldığı bir zamanda, bir avuç Türk aydını tarafından kurulmuştur. Osmanlı Devleti’nin vatandaşları olan bütün müslim ve gayrimüslim unsurlar milliyetçiliklerini en üst seviyede yaparken, devleti kuran ve kurduğu devleti kanı ve canı ile yaşatmaya çalışan Türk milleti, milliyetçilik yapmaktan özellikle kaçınıyordu. Buna rağmen çeşitli etnik unsurlar, Türk devletini parçalamak ve Türk milletini sindirmek amacıyla milliyetçilik yapmaya hızla devam etmişlerdir.
Bu vahim gelişmeler karşısında Türk aydınları, devleti parçalamaktan korumak için ortaya çıkarmaktan kaçındıkları Türklük şuurunu alevlendirmek için bir dernek etrafında toplanmışlardır. Kısa zamanda Türk aydınları ve özellikle gençleri arasında Türk milliyetçiliği düşüncesi yayılmaya başlamıştır.
Türk Ocaklarının fikriyatını benimseyen gençler, aydınlar; Birinci Cihan Harbi’nde, Çanakkale’de, şüphesiz ki Millî Mücadele’de cephelerin en ön saflarında yerlerini almışlardır. Herkesin şunu iyi bilmesi gerekir ki, Türk millî devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin harcı, Türk Ocaklarının ateşlediği Türk milliyetçilerinin kanı ile yoğrulmuştur.
Türk Ocakları mensupları, cumhuriyetin kuruluşunda ve millî devlet fikrinin benimsenip korunması konusunda da etkin görevler üstlenmişlerdir.

 

Değerli Türk Ocaklılar,
Bugün de devletimiz ve milletimiz ateş çemberine alınmıştır. Türklük anayasamızdan çıkarılmak istenmektedir. Milliyetçilik ayaklar altına alınmıştır. Millî devletin kuruluş çalışmalarını engellemek isteyenlerin maşası olan bölücü, isyancı eşkıya başları yüceltilmekte, devletin muhafazası için gayret edenler, Millî Mücadele kahramanları, başta Atatürk olmak üzere cumhuriyetin kurucuları aşağılanmaktadır.
Türk devletini parçalamak isteyen bölücü eşkıya gemi azıya almışken, iktidar sahipleri iktidarlarını pekiştirmek için bir paralel devlet masalı uydurmakta, millet onunla meşgul edilmektedir. Ortakların iktidar kavgası, milletimizin ve devletimizin beka meselesinin önüne geçmiştir. Milli devlet yapısı tartışılır hale geldi. Eski Türkiye, Yeni Türkiye diye bir kavram ortaya attılar. Eski Türkiye’de Türk milleti , Yeni Türkiye’de Türkiye’li oldu. Adına da sadece millet dediler.
İktidar, paralel hikâyeleri ile milleti oyalarken aziz vatanımızın bir köşesinde fiilî paralel devlet ortaya çıkmıştır. Devlet eşkıya ile pazarlık edecek duruma getirilmiştir. Bölücü eşkıyaya taviz üstüne taviz verilmektedir. Çözüm süreci diye diye devlet ve millet çözülmektedir.
Dış politikadaki gelişmeler son derece endişe verici hâle gelmiştir. Sıfır sorun derken sıfır komşumuz oluşmuştur. Üç ay içinde Şam’da Cuma namazı kılmayı hayal ederken güney sınırlarımızda camilere gidemez olmuşuz. Türkmen kırımından sorumlu Barzani, müttefikimiz olmuş, peşmergeleri büyük gösterilerle vatan topraklarından geçirilmiştir. Herkese kucak açılıyorken Türkmenler ihmal edilmiş, sürgün edilmeleri, kırıma uğramaları görmezden gelinmiştir. Doğu Türkistan’da soydaşlarımız akıl almaz zulum ve işkencelere uğramaktadır.
Bu elim gidişatı durduracak Türk milletidir. Türk milletine, üstümüze karanlık bulutların çökmekte olduğunu anlatacak olan öncelikle bizleriz; fedakâr Türk Ocaklılardır.

Sevgili Türk gençleri,
Sizlere büyük görevler düşmektedir. 1910’ların genç Tıbbiyelilerinin ateşli yüreklerinin varisi sizlersiniz. Türklük davasına sahip çıkmak  sizlerin, başta gelen en önemli görevdir. Sizlerin sayesinde Türklük ateşi yeniden şahlanacaktır. Davanıza sahip çıkınız. Türklüğün geleceği omuzlarınız üzerinde yükselecektir. Size inanıyor, güveniyoruz. Ne diyor Akif;
Girmeden tefrika  bir millete düşman giremez.
Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.

Onun için bu akşamki etkilniğimizin adına ‘’Dostluk ve Dayanışma Gecesi’’ dedik. Bu akşam Türkiye’nin kurtuluşu için yüreklerimiz toplu vuracak.

Sözlerime son verirken sizlere, Türk ülküsünün yılmaz savunucusu Atsız’ın diliyle sesleniyorum:

Bilsin cihan ki ben bu cihânın neresindeyim,
Bir ülkünün mehabetinin zirvesindeyim.
Dünya denen mezellete dalsın her isteyen
Ben ırkımın şeref taşan efsanesindeyim.
Bu düşüncelerle, Türk Ocakları Ankara Şubesi adına, cümlenize teşekkürler eder, saygılar  sunarım.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!     

Türk Ocakları Ankara Şubesi’nin Türkiye Kamu-Sen Konfederasyonu Merkez Binasında düzenlediği ¨Dostluk ve Dayanışma Gecesi¨nde, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın 'kumpas' dediği Balyoz Davası’nda yaklaşık 4 yıl hapiste kalan ve 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Özel Kuvvetler eski Komutanı Emekli Korgeneral İstanbul Milletvekili  Engin Alan, tahliye olduktan sonra, Ankara’da ilk konferansını Türk Ocakları Ankara Şubesi’nin düzenlediği ‘’Dostluk ve Dayanışma Gecesi’nde verdi.

Alan, konuşmasında, Türkiye'nin 2014 yılına 17 Aralık ve 25 Aralık 2013'te yapılan yolsuzluk operasyonlarının gölgesinde girdiğini vurguladı ve sona ermekte olan 2014 yılı içinde Türkiye açısından kaygı verici gelişmeler yaşandığını söyledi. Güneydoğu’da bölücü örgütün askerlik şubeleri kurduğunu, çözüm süreci adı altında yürütülen faaliyetlerin Türkiye'nin bütünlüğünü tehdit ettiğini savunan MHP Milletvekili Alan "HDP'lilerin söylediklerinin onda birini biz söylesek basın bizi 'darbeci' ilan ederdi. Cumhurbaşkanı ve Hükümet ¨Paralel¨ diye milleti oyalarken, ülkenin güneydoğusunda Paralel devlet kuruyorlar, örgütü güçlendiriyorlar. Türkiye tarihinin en zor dönemindedir. İşimiz zordur ancak çaresiz değiliz.’’diye konuşan Alan, rejimin tehlikede olduğunu vurgularken şu uyarılarda bulundu:

¨Bu konuda resim açık ve nettir. Şayet 2015 seçimlerinde AKP Anayasa’yı tek başına değiştirecek bir çoğunluk sağlarsa, Türkiye demokratik parlamenter sisteme ve Cumhuriyete ‘elveda diyecek, bunun yerine başkanlık sistemine ‘merhaba’ diyerek, tek bir adamın yönetiminde yeni Türkiye’ye doğru dolu dizgin koşacaktır. Türkiye 91 yıllık tarihinde hiç görülmemiş bir dönemi yaşamaktadır. Evet işimiz zordur, ancak imkânsız değildir. Haziran seçimleri bu açıdan çok büyük bir fırsattır. Bu seçimler ülkemizin gelecek 25-30 yılını belirleyecektir. Hiç kimse sihirli formül aramasın. Başarının tek formülü vardır o da çalışmak, çok çalışmaktır. Bize düşen görev doğrudan millete gitmek, her yere, herkese ulaşmak, ülkenin geldiği ve gittiği noktayı bıkmadan, usanmadan milletimize anlatmaktır. Tablo açık ve anlaşılır şekilde anlatılırsa, milletimizin anlayacağı ve gereğini yapacağı konusunda umudumu koruyorum. Milletime güveniyorum. Görev, vatanını seven her Türk evladının görevidir. Gün ayrılık günü değil, gün her yerde beraber olma günüdür.¨ 
Engin Alan konuşmasını ‘’NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE’’ sözleriyle tamamladı.

Konuşmalarından sonra Türk Ocakları Ankara Şube Başkanı Türkân Hacaloğlu, Engin Alan’a plaket sundu.

Çok sayıda devetlinin katıldığı gecede Şehit aileleri unutulmadı.

Şehit Aileleri Federasyonu Başkanı Hamit Köse şehit aileleleri ile birlikte geçeye katıldılar.

Program, Kültür ve Turizm Bakanlığı Türk Sanat Müziği Korosu Sanatçılarından Turgay Coşkun’un söylediği türkülerle coşkulu bir şekilde sona ermiştir. Program sonunda Turgay Coşkun’a günün anısına, Türkân Hacaloğlu tarafından plaket verildi. 

Paylaş

O Sadece Mustafa Kemal Değil, O TÜRK’ÜN ATASI ATATÜRK’TÜR

Türk milletinin ve mazlum milletlerin kötü talihini değiştiren üstün kişiliği ile çağa damgasını vuran büyük önder ATATÜRK’Ü aramızdan ayrılışının 83.Yıl dönümünde minnet ve saygıyla anıyoruz.

Tarihte bin yılda bir gelebilecek üstün nitelikli devlet ve fikir adamı ne mutlu ki Türklüğün en zor günlerinde bizim milletimize nasip oldu. O’nun üstün devlet ve fikir adamlığı sayesinde vahşi Batının “hasta adam” olarak nitelendirdiği Osmanlı Devleti’nin külleri arasından bugünün güçlü modern Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Bu cumhuriyetin evlatları olarak da biz bağımsız lâik ve demokratik Türk devletini kanımızın son damlasına kadar koruyup yaşatacağımıza and içmişiz…

Vatanı, milleti, namusu, şan ve şerefi için hayatını feda etmekten çekinmeyen, yolundan ve sözünden dönmeyen, vatan yaptığı her yerde, ilim ve kültür meşalesini tutuşturan insan Türk’tür. İşte o Atatürk’tü.

Gazi Mustafa Kemal “Ne mutlu Türküm diyene” diyerek özünü bu sözle ifade etmiştir. 

Büyük adamlar ancak büyük milletin bağrından çıkar. Bir düşünürümüz ‘’Türk Milletinin portresini sadakatle çiziniz o zaman Atatürk’ün portresini çizmiş olursunuz’’ der.

O çok özel bir şahsiyetti. Çünkü O şahsi ihtiraslarını millet yolunda hizmet gayesine veren bir Türk’tür.

O Kişi oğlu kişi değil, bir ülkü bir düşünce sistemi medeni hayatın gücü kaynağıdır.

O insanlık idealine aşık, faziletin timsali, karanlığa düşmüşlerin ümit ışığı ve meşalesidir. Çekin ellerinizi Atatürk’ümüzün üzerinden onu sağa sola götürmeyin. Onun adını ucuz politikalarınızla kirletmeyin. Çünkü O milli dehânın tam Kemâlidir. Türk’ün hem celâli hem cemalîdir.

 Asırlar boyunca hür yaşamış bu milletin gözü pek alnı açık vicdanı temiz Türk! Atatürk.

Vurunca kılıç kesmeyen, bir acı sözle devrilen zalimlerin başına balyoz, acizlerin derdine derman kaya gibi sert, ipek kadar yumuşak, insanlık tarihinin onuru Türk! Atatürk.

Omuzuna attığın gurbet heybesiyle dağlara, ovalara, vadilere medeniyet tohumlarını eken, geçtiğin her yerde uyuyan insanları uyandıran, aydınlığa kavuşturan Türk! Atatürk

“Bir gün İstiklâl ve Cumhuriyetine kast eden düşmanlar bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olur” demiştin.

Cumhuriyeti emanet ettiğin Türk Gençliği galibiyetin mümessili olarak Vatanı böldürüp bayrağını asla indirmeyecektir…

İktidarda olup gaflet ve delalet içinde onları uyandıracak, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini daima koruyacak milletine ve devletine sahip çıkmak en büyük ülküsü ve ideali olacaktır. Her şeye rağmen bil ve inan ki Türk milletinin düzenini bozmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Birlik ve beraberliğimize gölge düşürmek isteyenlere asla müsaade edilmeyecektir.

“Tefrika girmeden bir millete düşman giremez

Toplu vurdukça yürekler onun top sindiremez.

Sahipsiz olan bir vatanın batması haktır.

Sen sahip olursan bu batan batmayacaktır.”

Aziz Atatürk kurduğun son Türk Devletini ecdadımızın son yadigarını aziz vatanımızı bölmek parçalamak isteyenlere arkanda bıraktığın Türk Gençliği asla müsaade etmeyecektir. Ellerine tutuşturduğun ilim, irfan meş’alesini söndürmeden ebediyete kadar taşıyacağına inanıyorum. Naçiz vücudun toprak oldu ama Türk devleti milletiyle sonuna kadar yaşayacaktır. Mehmetçik nöbetini tutuyor, vatanını kahramanca savunuyor. Rahat uyu Atam.

O Türklüğün eşsiz lideri Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü ve silah arkadaşlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi bir kere daha rahmet, minnetle anıyorum. Ruhları şâd olsun.

Türkan HACALOĞLU

Ankara Türk Ocağı Başkanı

İSTİKLÂL MARŞI KABULU

Yayınlar

Sosyal medya