• Galip Erdem Paneli

    Galip Erdem Paneli

  • Değişen Dünya Düzeninde Türk Milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Yeri

    Değişen Dünya Düzeninde Türk Milletinin ve...

  • Cumhuriyet Döneminde  Türk Hukuk Sistemindeki Gelişmeler

    Cumhuriyet Döneminde Türk Hukuk Sistemindeki...

  • Panel: Cumhuriyetin Kazanımları

    Panel: Cumhuriyetin Kazanımları

  • Konferans: Cumhuriyet Dönemi Eğitim Politikaları

    Konferans: Cumhuriyet Dönemi Eğitim Politikaları


“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır”

 
Ana sayfa

İçerikler

Ankara Şubesi geleneneksel Cumartesi konferansları

2015-11-16

1. Din, her şeyden önce bilgi işidir; din alanında güvenilir, sağlam ve savunulabilir bilgiye, her alandan daha fazla ihtiyaç vardır. Maturidi, öncülük ettiği epistemolojik yaklaşımla, din alanında güvenilir bilginin yolunu açmıştır. Medeniyete öncülük edecek birikim, bilimsel zihniyetle üretilen güvenilir / doğru bilgi ile oluşturulabilir. 2. Özgürlük ve yüksek güven kültürü, medeniyetin ihtiyaç duyduğu temel alt yapı unsurudur. Yaratıcı yetiler, daima özgür ve güvenli ortamları tercih ettikleri gibi, medeniyetin ihtiyaç duyduğu yaratıcılık, enerji ve sinerji ancak böylesi ortamlarda oluşabilir. 3. Aklın varlığının yeniden keşfedilmesi, güvenilir bilginin esas alınması, yeni bir din anlayışı anlamına gelebilir. Din alanındaki fıtrata uygun sağlıklı gelişmeler, yeni bir uygarlık için umut ışığı olabilir. Tarih bize, uygarlığın mutlaka dinle ve din anlayışı ile bir şekilde irtibatlı olduğunu göstermektedir. 4. Maturidi akla ve özgür iradeye vurgu yaparak kaderci yaklaşımlara karşı çıkmıştır. İmanın, sorumluluğun bireysel olduğu hakkındaki bilinç, her bireyin hak ettiği taktirde ve tek başına cennete veya cehenneme gideceği anlayışı, beşeri yaratıcılığın önündeki geleneksel engelleri etkisiz hale getirebilir. 5. Maturidi, din-şeriat ve din-siyaset ayrımı yaparak, dinin fıtrata uygun yerini anlaşılır hale getirmiş; geleneğin dinleşerek dinin birtakım işlevlerini etkisiz hale getirmesini ve siyasi iradenin yapıp ettiklerini meşrulaştıran bir enstürmana dönüşmesini engellemek istemiştir. Müslümanları içine sürüklendikleri şiddet sarmalından kurtarabilmek de, ancak İslam’ın siyasi meseleleri insanın sorumluluğuna bıraktığının anlaşılması ile mümkün olabilecektir. Maturidi’nin üzerinde durduğu din-şeriat ayrımı, İslam’ın siyasi bir ideolojiye indirgenmesini önleyebileceği gibi, İslam’ın temel kurucu ilkesi olan Tevhid’in Kur’an’ın ruhuna / fıtrata uygun olarak anlaşılmasını, Müslümanların İslam Ortak Paydası Bilinci’ne yeniden kavuşmasını sağlayabilir.

Konferansın devamında ise İslam Medeniyetlerinin güncel durumundan bahsedildi. ''İslam Medeniyeti, medeniyetin ne olduğunun müstesna örneklerinden birisi olarak tarihteki yerini almıştır. Bugün, varlığı hala hissedilse bile, ne İslam Medeniyeti’nin etki gücünden, ne de Müslümanların medeniyet iddiasından söz edilebilir. Müslümanlar, gelecek açısından hayati önem taşıyan, adı varlık- yokluk sınırı olan, tarihsel bir dönüm noktasındadırlar. Şayet, Müslüman kalarak özne olmak, onurlu ve özgür olarak yaşamak istiyorlar ise, yeni bir medeniyet hamlesine ihtiyaç vardır. Medeniyet bilimle, san’atla ve insani duyarlılıkla; evrensel ölçekte yüksek insani değerlerle inşa edilebilir. Bunun için de öncelikle inanç dünyamızı ve düşüncemizin koordinatlarını gözden geçirmekte fayda vardır. Medeniyet, evrensel ölçekte düşünebilen insanların işidir. Medeniyet için evrensel ölçekte değer üretmeyi başarmak gerekir… Bilginin gücüne sahip olmaksızın ne özne olmak, ne de medeniyet yaratmak mümkün olur.'' diyerek sözlerini tamamlamıştır.

Konferans soru cevap bölümünün ardından sona ermiştir.


Paylaş

O Sadece Mustafa Kemal Değil, O TÜRK’ÜN ATASI ATATÜRK’TÜR

Türk milletinin ve mazlum milletlerin kötü talihini değiştiren üstün kişiliği ile çağa damgasını vuran büyük önder ATATÜRK’Ü aramızdan ayrılışının 83.Yıl dönümünde minnet ve saygıyla anıyoruz.

Tarihte bin yılda bir gelebilecek üstün nitelikli devlet ve fikir adamı ne mutlu ki Türklüğün en zor günlerinde bizim milletimize nasip oldu. O’nun üstün devlet ve fikir adamlığı sayesinde vahşi Batının “hasta adam” olarak nitelendirdiği Osmanlı Devleti’nin külleri arasından bugünün güçlü modern Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Bu cumhuriyetin evlatları olarak da biz bağımsız lâik ve demokratik Türk devletini kanımızın son damlasına kadar koruyup yaşatacağımıza and içmişiz…

Vatanı, milleti, namusu, şan ve şerefi için hayatını feda etmekten çekinmeyen, yolundan ve sözünden dönmeyen, vatan yaptığı her yerde, ilim ve kültür meşalesini tutuşturan insan Türk’tür. İşte o Atatürk’tü.

Gazi Mustafa Kemal “Ne mutlu Türküm diyene” diyerek özünü bu sözle ifade etmiştir. 

Büyük adamlar ancak büyük milletin bağrından çıkar. Bir düşünürümüz ‘’Türk Milletinin portresini sadakatle çiziniz o zaman Atatürk’ün portresini çizmiş olursunuz’’ der.

O çok özel bir şahsiyetti. Çünkü O şahsi ihtiraslarını millet yolunda hizmet gayesine veren bir Türk’tür.

O Kişi oğlu kişi değil, bir ülkü bir düşünce sistemi medeni hayatın gücü kaynağıdır.

O insanlık idealine aşık, faziletin timsali, karanlığa düşmüşlerin ümit ışığı ve meşalesidir. Çekin ellerinizi Atatürk’ümüzün üzerinden onu sağa sola götürmeyin. Onun adını ucuz politikalarınızla kirletmeyin. Çünkü O milli dehânın tam Kemâlidir. Türk’ün hem celâli hem cemalîdir.

 Asırlar boyunca hür yaşamış bu milletin gözü pek alnı açık vicdanı temiz Türk! Atatürk.

Vurunca kılıç kesmeyen, bir acı sözle devrilen zalimlerin başına balyoz, acizlerin derdine derman kaya gibi sert, ipek kadar yumuşak, insanlık tarihinin onuru Türk! Atatürk.

Omuzuna attığın gurbet heybesiyle dağlara, ovalara, vadilere medeniyet tohumlarını eken, geçtiğin her yerde uyuyan insanları uyandıran, aydınlığa kavuşturan Türk! Atatürk

“Bir gün İstiklâl ve Cumhuriyetine kast eden düşmanlar bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olur” demiştin.

Cumhuriyeti emanet ettiğin Türk Gençliği galibiyetin mümessili olarak Vatanı böldürüp bayrağını asla indirmeyecektir…

İktidarda olup gaflet ve delalet içinde onları uyandıracak, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini daima koruyacak milletine ve devletine sahip çıkmak en büyük ülküsü ve ideali olacaktır. Her şeye rağmen bil ve inan ki Türk milletinin düzenini bozmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Birlik ve beraberliğimize gölge düşürmek isteyenlere asla müsaade edilmeyecektir.

“Tefrika girmeden bir millete düşman giremez

Toplu vurdukça yürekler onun top sindiremez.

Sahipsiz olan bir vatanın batması haktır.

Sen sahip olursan bu batan batmayacaktır.”

Aziz Atatürk kurduğun son Türk Devletini ecdadımızın son yadigarını aziz vatanımızı bölmek parçalamak isteyenlere arkanda bıraktığın Türk Gençliği asla müsaade etmeyecektir. Ellerine tutuşturduğun ilim, irfan meş’alesini söndürmeden ebediyete kadar taşıyacağına inanıyorum. Naçiz vücudun toprak oldu ama Türk devleti milletiyle sonuna kadar yaşayacaktır. Mehmetçik nöbetini tutuyor, vatanını kahramanca savunuyor. Rahat uyu Atam.

O Türklüğün eşsiz lideri Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü ve silah arkadaşlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi bir kere daha rahmet, minnetle anıyorum. Ruhları şâd olsun.

Türkan HACALOĞLU

Ankara Türk Ocağı Başkanı

İSTİKLÂL MARŞI KABULU

Yayınlar

Sosyal medya