• Panel: Alparslan Türkeş Anısına

    Panel: Alparslan Türkeş Anısına

  • Galip Erdem Paneli

    Galip Erdem Paneli

  • Değişen Dünya Düzeninde Türk Milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Yeri

    Değişen Dünya Düzeninde Türk Milletinin ve...

  • Cumhuriyet Döneminde  Türk Hukuk Sistemindeki Gelişmeler

    Cumhuriyet Döneminde Türk Hukuk Sistemindeki...

  • Panel: Cumhuriyetin Kazanımları

    Panel: Cumhuriyetin Kazanımları


“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır”

 
Ana sayfaArşivAnkara Şubesinin 14. Olağan Genel Kurulu yapıldı

Ankara Şubesinin 14. Olağan Genel Kurulu yapıldı

2012-02-06

Açılış, saygı duruşu ve İstiklâl Marşının okunmasından sonra genel kurul divan başkanlığına Prof. Dr. Orhan Arslan, üyeliklere İrfan Yalçın, Gültekin Çelik seçildiler. Çok sayıda üyelerin katıldığı kongrede Şube Başkanı Türkân Hacaloğlu şu konuşmayı yapmıştır:


“Aziz Türk Ocaklılar, Sayın Konuklar,
Türk Ocakları Ankara Şubesinin 14. Olağan genel kuruluna hoş geldiniz diyor, hepinizi sevgi ve saygılarımla selâmlıyorum.
İçinde bulunduğumuz yıl, Ocağımızın yüzüncü yılıdır. Yüz yıllık çalışma faaliyetleriyle bugüne gelen başka bir sivil toplum kuruluşu yoktur. Kuruluşundan bu yana ocağımıza hizmeti geçen ve ebediyete göç edenlere Allah'tan rahmet diliyor, aziz hâtıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Yüzüncü yıl camiamıza kutlu olsun.

Sayın üyeler,

Beş dönemdir Türk Ocakları Ankara Şubesinin yönetiminde görev alarak Şube başkanlığı görevini yürütmekteyim. Benim bu görevi üstlenmem genel başkanımız sayın Nuri Gürgür'ün teklifi ile olmuştur. Öncelikle bu kutsal göreve beni layık gördükleri için kendilerine huzurunuzda teşekkür ediyorum. Bir gerçeği de ifade etmek istiyorum. Daha önceleri Türk Ocaklarında hizmet edecekler aranırken, bu gün hizmet yarışına girmek isteyenlerin olması, Türk Ocaklarının bir cazibe merkezi haline gelmesi sevindirici bir durum bu duruma gelinmesinde başta Nuri Gürgür bey ve onun başkanlığında çalışma arkadaşlarının katkılarıyla olmuştur. Mesuliyet duygusunu sağlığından ön planda tutan genel başkanımıza ve merkez yönetim kuruluna huzurunuzda şahsım ve şubem adına şükranlarımı sunuyorum.

Sayın Üyeler
Türk Ocağı vefakâr ve fedakâr insanların biraraya gelip, hiç bir karşılık beklemeden çalıştıkları bir kuruluştur. Türk Ocağında asla menfaat yoktur. Hedef milli ve manevi kültürümüzün devamını sağlayan faaliyetler yaparak Türk Milletine hizmettir. Yüz yıldır bu prensiplerini büyük bir titizlikle sürdürüren ocağımızın kuruluş amacı Türk milliyetçiliği ülküsü içinde Türk varlığını yaşatmaktır. Dün olduğu gibi bugün de Türk milletine düşman bir takım çevrelerin, Milletimizi etnik unsurlara bölerek, parçalamak gayretleri içinde olduğu hepimizce malûmdur. Hele hele içinde bulunduğumuz dönemde Türküm demek neredeyse suç sayılacak hale gelmiştir. Ama şartlar ne olursa olsun Türk'ün var olduğunu, Milletimizin adının Türk milleti olduğu gerçeğini her şart ve zeminde haykırmaya devam edeceğiz. Üniter devlet yapısından verilecek tavizlere karşı, fikri mücadelemizi büyük bir azim ve kararlılıkla sürdüreceğiz.
Bugün ülkemizin en önemli meselesi Türklük ve Türk milliyetçiliği meselesidir. Beyler, her türlü milliyetçiliğe karşı olabilirsiniz ama Türk milliyetçiliğine karşı olmak gibi bir lüksünüz olamaz hele hele bu milleti yönetenlerin böyle bir lüksü hiç olamaz. Türk milliyetçiliğine karşıyım diyenlere, her türlü milliyetçiliğe hayır, ama inadına Türk milliyetçiliği diye haykıra biliyor muyuz önemli olan bu . Sizlerin de müşahade ettiği gibi bu günlerde, Türkiye Büyük Millet Meclisinde yeni anayasa yapma çalışmaları ile karşı karşıyayız, mevcut anayasanın değiştirilmeyen hangi maddesi kaldı da yeni anayasa yapıyorsunuz. Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen ilk üç madde Devletin şekli, vatandaşlık tanımı ve eğitim dili mi sizi rahatsız etti. Asıl amaç ne? Amaç yeni anayasa ile devletin milli ve üniter yapısını zedelemek, eğitim dili türkçedir sözünü çıkarmak, vatandaş nitelemesinden Türk sözünü çıkararak Türklüğü herhangi bir etnisite derecesine düşürerek Milletimizin adı olmaktan çıkarmaktır.
Sonunda ne olacak? Bu devlet Türk devleti olmayacak. Kısacası Türk tarihinin beli kırılıp Türklük tarihe gömülecek. Bizim derneğimizin adı Türk Ocaklarıdır. Bizim görevimiz her zaman ve zeminde Türkçülüğü, Türk milliyetçiliği fikrini yaymak, güçlendirmek ve bu fikre karşı tavır alanlarla cesurca mücadele etmektir. “Cesaret bütün zorlukları ile her durumda savaşmaktır, hatta olmıyanı oldurtmaktır.

Sayın Üyeler
Türkiye son birkaç yıldır çalkantılı bir dönemden geçiyor, ilk okullarımızda gururla söylediğimiz andımız kaldırıldı, dağlardan taşlardan “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazısı sildiriliyor bu yetmiyormuş gibi şimdi de Atatürk'ün “Gençliğe Hitabesi”ne takdılar ne diyor orada “Gençler Cumhuriyetinize sahip çıkın bir gün sizi yönetenler gaflet delâlet hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Makamlarını mevkilerini siyasi hırsları için yabancılarla işbirliği yaparak kullanabilir, memleketimiz işgal altına bilir, v. b uynık ol ülkene sahip ol diyor bu sizi neden rahatsız ediyor?Vatandaşlarımızı kamplaşmaya iten son derece sert, seviyesiz siyasi tavırlar, bir biri ardına açılan ne olduğu belli olmıyan davalar, göz bebeğimiz dediğimiz ordumuzun düşürüldüğü durum, dış politikada yaşadığımız sıkıntılar. Bir yanda bitmeyen bölücü terör belası, diğer yandan bölücü yayınlarıyla milleti ayrıştırmaya götüren beyin yıkama faaliyetleri yapan yandaş medya, daha pek çok olumsuzluklar ülkemizin geleceği konusunda birer ümitsizlik kaynağı oluşturmaktadırlar. Türkiye'daki bu çalkantılardan maalesef Türk Ocağı'nın da bundan nasibini aldığını üzülerek müşahade etmekteyim. Ocaklılar olarak birbirimize kenetlenmemiz gereken bu zamanda bazı davranışlar ve olaylar beni hayrete düşürüyor ve rahatsız ediyor.

Değerli üyelerimiz
Ocağımız bir kültür yuvasıdır, bu yuvadan millî ve manevî duygularla beslenenler geleceğimizin mimarları olacaklardır. Bunlar siyasetçi, bürokrat, iş adamı olacak ve çeşitli meslek gurubunda görev alacaklardır. Burası bir futbol klübü, bir sendika değil, rant elde etme yeri hiç değil. Burada sağ sol mücadelesi yok. Burada Türk milliyetçiliğinin gönül erleri var. Eğer Millet sevgisi ve milliyet duygusu Türk Ocağı'nın temel taşlarıysa, Türklüğe yaraşır meziyetler olan samimiyet, sadakat, dürüstlük ve karşılıklı güven de tuğlalarıdır. Ne olur bu tuğlaların yerinden oynamasına izin vermeyin. Bizler, bize emanet edilen bir kutsal dava olan Türk'lüğü, Türk milliyetçiliğini yaşatma davasının erleriyiz. Eğer üyelerimiz dava arkadaşlarımız birbirimize samimi davranmıyacak, birbirimize güvenmiyeceksek nasıl beraber çalışabiliriz, birbirimizi desteklemiyeceksek ocağımız nasıl ayakta ve güçlü durabilir. Yetiştireceğimiz gençlere nasıl ümit kaynağı olabiliriz. Kanatimce şu dönemde ihtiyacımız olan, yıkıcı hamleler yerine yapıcı eleştiriler ortaya koymaktır. Aynı zamanda bu eleştirileri tehdit değil destek olarak görüp ocağa ülkemize Türklüğe daha iyi hizmet etmek de Türk Ocaklılar olarak bizim vazifemizdir. Türk Ocaklarının 100. yılı yeniden diriliş yılı olmalı, birlik ve beraberlik içinde yapacağımız faaliyetler millî birliğimizin pekiştirilmesinde öncülük etmelidir. Bilhassa genç nesillerin millî duygularını harekete geçirecek faaliyetlere öncelik verilmesinin gerekliliğine işaret etmek istiyorum. Hedefimiz Türk'ün düşmanına geçit vermemek Türk milliyetçiliği bayrağını daima semalarda dalgalandırmak. Bu nedenle yarım kalmış faaliyetlerimizi tamamlamak için yeniden iki yıllığına aday oluyorum, Türk Ocağındaki hizmetimi Ankara Türk Ocağında tamamlamak arzusundayım.
Görevde bulunduğumuz on yılda hiçbir şubenin yapamadığı 51 kitap yayıladık. Son iki yılda da yönetim kurulu arkadaşlarımla birlikte uyumlu çalışma ortamı içinde her türlü fedakârlığa katlanarak imkânlarımız ölçüsünde 39 seminer ve sohbet, 4 anma toplantısı, 3 büyük konferans, 5 büyük panel, 1 konser, 7 kitap okuma, 4 gezi-piknik, Osmanlı türkçesi kursu, rusça kursu, çeşitli ziyaret ve ocağımızın 100. yılına armağan ettiğimiz, biri doktora, üçü yüksek lisans tezi olmak üzere 6 kitap yayınladık. Detaylı bilgi sizlere dağıtılan faaliyetler kitabımızda yazılıdır.
Ben burada huzurunuzda birlikte pek çok faaliyetlere imza attığımız yönetim ve denetim kurulundaki arkadaşlarıma, Ankara Şubesi Gençlik kollarındaki gençlerimize teşekkür ediyorum. Ayrıca yeni görev alacak arkadaşlarımızın bayrağı daha da yükseklere çıkaracaklarına inanıyorum.
Sözlerimi büyük Türkçü Nihal Atsız'ın çok sevdiğim şu dizeleri ile bitirmek istiyorum:”

“Türk duygusu her Türkçüye en tatlı kımızdır;
Türk ülküsü candan da aziz bayrağımızdır. ”
Siz dağlardan taşlardan silsenizden gönlümüzden silemezsiniz.

“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”

Daha sonra faaliyet raporu, mali rapor, denetleme kurulu raporu ve tahmini bütçe okundu ayrı ayrı oylamaya sunuldu ve oy birliği ile kabul edildikten sonra seçimlere geçildi.

Seçimlerin sonucunda:

Türk Ocakları Ankara Şubesi Yönetim kuruluna

1- Türkân Hacaloğlu     (BAŞKAN)        
2- Yrd.Doç.Dr. İbrahim Atabey    (BAŞKAN YARDIMCISI)  
3- İrfan Kaya     (SEKRETER)
4- Ömer Bekeç      (MUHASİP)
5- Uğurcan Küçükağaoğlu (ÜYE)           
6 -Orhan Yüksel    (ÜYE)
7- Hasan Eşici       (ÜYE)

Denetim Kuruluna       

1- Orhan Yavuz ( BAŞKAN )       
2- Abdülkadir Uluç ( ÜYE )         
3- Kürşad Bacanlı   ( ÜYE )

Kurultay Delegeliklerine    

1- Türkân Hacaloğlu         
2- Alaaddin Korkmaz       
3- Şakir Gözübüyük          
4- Zeki Birdoğan   
5- Osman Çakır     
6- Şehri Er
Seçilmişlerdir.




Paylaş

O Sadece Mustafa Kemal Değil, O TÜRK’ÜN ATASI ATATÜRK’TÜR

Türk milletinin ve mazlum milletlerin kötü talihini değiştiren üstün kişiliği ile çağa damgasını vuran büyük önder ATATÜRK’Ü aramızdan ayrılışının 83.Yıl dönümünde minnet ve saygıyla anıyoruz.

Tarihte bin yılda bir gelebilecek üstün nitelikli devlet ve fikir adamı ne mutlu ki Türklüğün en zor günlerinde bizim milletimize nasip oldu. O’nun üstün devlet ve fikir adamlığı sayesinde vahşi Batının “hasta adam” olarak nitelendirdiği Osmanlı Devleti’nin külleri arasından bugünün güçlü modern Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Bu cumhuriyetin evlatları olarak da biz bağımsız lâik ve demokratik Türk devletini kanımızın son damlasına kadar koruyup yaşatacağımıza and içmişiz…

Vatanı, milleti, namusu, şan ve şerefi için hayatını feda etmekten çekinmeyen, yolundan ve sözünden dönmeyen, vatan yaptığı her yerde, ilim ve kültür meşalesini tutuşturan insan Türk’tür. İşte o Atatürk’tü.

Gazi Mustafa Kemal “Ne mutlu Türküm diyene” diyerek özünü bu sözle ifade etmiştir. 

Büyük adamlar ancak büyük milletin bağrından çıkar. Bir düşünürümüz ‘’Türk Milletinin portresini sadakatle çiziniz o zaman Atatürk’ün portresini çizmiş olursunuz’’ der.

O çok özel bir şahsiyetti. Çünkü O şahsi ihtiraslarını millet yolunda hizmet gayesine veren bir Türk’tür.

O Kişi oğlu kişi değil, bir ülkü bir düşünce sistemi medeni hayatın gücü kaynağıdır.

O insanlık idealine aşık, faziletin timsali, karanlığa düşmüşlerin ümit ışığı ve meşalesidir. Çekin ellerinizi Atatürk’ümüzün üzerinden onu sağa sola götürmeyin. Onun adını ucuz politikalarınızla kirletmeyin. Çünkü O milli dehânın tam Kemâlidir. Türk’ün hem celâli hem cemalîdir.

 Asırlar boyunca hür yaşamış bu milletin gözü pek alnı açık vicdanı temiz Türk! Atatürk.

Vurunca kılıç kesmeyen, bir acı sözle devrilen zalimlerin başına balyoz, acizlerin derdine derman kaya gibi sert, ipek kadar yumuşak, insanlık tarihinin onuru Türk! Atatürk.

Omuzuna attığın gurbet heybesiyle dağlara, ovalara, vadilere medeniyet tohumlarını eken, geçtiğin her yerde uyuyan insanları uyandıran, aydınlığa kavuşturan Türk! Atatürk

“Bir gün İstiklâl ve Cumhuriyetine kast eden düşmanlar bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olur” demiştin.

Cumhuriyeti emanet ettiğin Türk Gençliği galibiyetin mümessili olarak Vatanı böldürüp bayrağını asla indirmeyecektir…

İktidarda olup gaflet ve delalet içinde onları uyandıracak, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini daima koruyacak milletine ve devletine sahip çıkmak en büyük ülküsü ve ideali olacaktır. Her şeye rağmen bil ve inan ki Türk milletinin düzenini bozmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Birlik ve beraberliğimize gölge düşürmek isteyenlere asla müsaade edilmeyecektir.

“Tefrika girmeden bir millete düşman giremez

Toplu vurdukça yürekler onun top sindiremez.

Sahipsiz olan bir vatanın batması haktır.

Sen sahip olursan bu batan batmayacaktır.”

Aziz Atatürk kurduğun son Türk Devletini ecdadımızın son yadigarını aziz vatanımızı bölmek parçalamak isteyenlere arkanda bıraktığın Türk Gençliği asla müsaade etmeyecektir. Ellerine tutuşturduğun ilim, irfan meş’alesini söndürmeden ebediyete kadar taşıyacağına inanıyorum. Naçiz vücudun toprak oldu ama Türk devleti milletiyle sonuna kadar yaşayacaktır. Mehmetçik nöbetini tutuyor, vatanını kahramanca savunuyor. Rahat uyu Atam.

O Türklüğün eşsiz lideri Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü ve silah arkadaşlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi bir kere daha rahmet, minnetle anıyorum. Ruhları şâd olsun.

Türkan HACALOĞLU

Ankara Türk Ocağı Başkanı

İSTİKLÂL MARŞI KABULU

Yayınlar

Sosyal medya